Nihat Özdal’ın “Bu”su: İşaretin Gölgesinde Bir Kitap

“Bu” — küçük bir kelime, büyük bir belirsizlik.

Nihat Özdal’ın yeni kitabı, dilin en yalın parçalarından biri olan işaret zamirine eğiliyor. Ama mesele, onun neyi işaret ettiği değil; nasıl dolaştığı, nerelerde ortaya çıktığı, hangi suskunlukların çevresinde gezinip kaybolduğu.

“Bu”, burada tanımlanan değil. Sadece işaret edilen.

Özdal, zamiri sabitlemek yerine onun kayganlığına alan açıyor. Yönsüzlüğünü, tanımsız ama tanıdık hissini çoğaltıyor. Şiir, zamirin peşinden gitmiyor — onunla birlikte yersiz yurtsuz bir bilinç haline geliyor. Gördüğümüzü fark etmeden görmeye, söylediğimiz şeyi dile getirmeden anlamaya, sabitlemeden sahiplenmeye çağırıyor.

“Bu, gözümün önünde duran ama genellikle dikkatimden kaçan her şeyin ortak noktası.”

“Bu, hem gösterir hem saklar.”

Sözcük, kendi gölgesiyle konuşuyor burada. Özdal, zamiri bir özneye dönüştürmeden çevresinde bir şiir dili kuruyor. Bu dil, sadece sözcüklerle değil, onların bıraktığı boşluklarla örülüyor.

Kitabın görsel ortağı ise çağdaş fotoğrafın tekinsiz sesi: Roger Ballen. Ballen’in siyah beyaz kadrajları, şiirin yönsüz zamiriyle karşı karşıya geliyor. Onu bastırmıyor ama onunla çarpışıyor. Bazen sarıyor, bazen geri çekiliyor. Psikanalitik çağrışımlarla örülü görüntüler, kelimelerin çevresinde dönüyor — ama hiçbir zaman onların üzerine oturmuyor.

“Bu, beklemez.

İşaret ile gösterilen, başka bir işaretin olur.”

Ortaya çıkan şey ne klasik bir şiir kitabı ne de sadece bir fotoğraf albümü. Bu kitap, dil ile imge arasında gezinen bir düşünsel nesne. Bir sınır hali. Bir belirsizlik.

“bu”, anlamın sabitlenmediği, sözcüğün kendiliğinden taştığı bir kitap.

İşaret zamirini yerinden oynatırken, bakışımızı da — okur olarak — yeniden kurmaya çağırıyor.

En Yeniler

Sözün Ateşle Yazıldığı: Suriyeli Şair Adonis

Firuze Tekbülé Arap edebiyatının modernist yanını temsil eden Adonis, yalnızca...

Babannem ve Beyblade – Hasan Ay

Bir insan keşiş değilse neden Everest’e tırmanır hiç anlamadım....

Hipertekst Bağlamında Şiirsel Bir Müdahale: Seyhan Erözçelik’in Geyikli Gece Yorumu

İnceleyen:Dilek Işık Hipertekst, bir metnin başka metinlerle çok katmanlı ilişkiler...

Keşfedilecek Bir Hayat Bu Paylaştığımız Bilinmezlerle Dolu Gizemli Silsile Ve Ben De Korkuyorum En Az Senin Kadar – Beste Kaynar

      gelecek önümde bilinmeyen dalgalar ve bana yabancı sular. tanımaya çalıştığım taşlı...

Hey! Diyen Bir Şairin Kırılgan ve Canlı Söylemi: Serdar Solkun’la Şiir Üzerine

Söyleşi: Azimet Avcu Serdar Solkun’un şiiri, okurla kurduğu samimi ve...

Evrenden İçe, İçten Evrene Ezgiler: Abdullah Kaymak

Ozan R. Kartal     İstanbul’un tarihî bir avlusunda, günün son ışıklarının...

Benzer İçerikler

Enis Batur’dan Edebiyatın Labirentlerine Bir Ağıt: REQUIEM

Edebiyatın usta kalemi Enis Batur, okurlarını yine metinlerin kıyısında dolaşmaya davet ediyor. Yeni kitabı Requiem, hem bir ağıt hem de bir edebiyat muhasebesi. Batur, belleğin...

Lando Yayınlarından İki Yeni Kitap: İnsandan Sonra ve Büyü Haritaları

Nur Alan – Büyü Haritaları Pafta I. Nur Alan’ın ezoterik ve patafiziksel şiir evrenine davet eden bu çalışması, “Büyü Haritaları” serisinin ilk paftası olarak dikkat...

Yeni Çıkanlar; Yasin Ertaş’tan hibrid bir şiir kitabı “يٰسٓ (yâ sîn) you are alone again”

Basın Bülteninden   Şair ve akademisyen Yasin Ertaş, Türkçe ve İngilizce yazılmış hybrid şiir kitabı يٰسٓ (yâ sîn) you are alone again okuyucuyla buluştu. Kitabın adı...