Zöe Skoulding
Çeviren: Esra Asar
Kum katedrali, köklerin arasından gevşeyen,
Ya da gözde bir tanecik çakıl,
Parmaklardan akan bir fırtınadır.
Ağaçlar katedrali alacalı kanatlar ve sandıkların üstündeki ışık lekelerinden
Ya da aşkları hayatta kalmış aşıkların
Kazılı isimlerinden yapılır.
Mektuplar katedrali kâğıdın yerçekimi kuvvetiyle
Ya da verilen sözlerle
Kıvrılan ve sararan kenarlarında ürperir.
Kelimeler katedrali soluk borusunda kalmış havada
Açık kalan dudakların baskısına karşı
Taşlarla desteklenir.
Rüzgarlar katedrali yelden, kablolardan
Ya da konuşurken notalar gibi yükselip alçalan
Tekrarlanan döngülerle fısıldar.
Kitaplar katedrali yanar, dilleri küle dönmüş sayfalar olarak
Rüzgârda hızla koşar,
Karanlıkta kar gibi dağılmak için sürüklenir.
Cam katedrali kum olmak için onu taşıyanların
Seslerinin pençesiyle buğulanır.