Bir şairin şiirle kurduğu ilişki, onun dünyayı nasıl kavradığını da ele verir. Hele ki bu şair, yalnızca Türk şiirinin değil, dünya edebiyatının da köşe taşlarından biri olan Nâzım Hikmet ise. Alptuğ Topaktaş, Nâzım Hikmet Şiirinde Özne Sorunsalı (Eleştiri) adlı çalışmasında, Nâzım Hikmet’in yalnızca biçimsel veya ideolojik yönelimleriyle değil, şiiri bir yaşam pratiği, bir dünya kurma biçimi olarak nasıl ele aldığını inceliyor.
Ebabil Yayıncılık’tan çıkan bu kitap, şiiri biçim ve içerik gibi klasik karşıtlıklar üzerinden çözümlemeye çalışmıyor; bunun yerine, Deleuze ve Guattari’nin şizoanalitik çerçevesinden hareketle minör edebiyat ve avangardın hayatla kurduğu köksap ilişkileri merkeze alıyor. Topaktaş, Nâzım Hikmet’in şiiri bir temsil alanı değil, doğrudan bir eylem sahası olarak nasıl konumlandırdığını göstererek, onu alışıldık eleştiri kalıplarının ötesinde düşünmeye davet ediyor.
Psikanaliz ve şizoanaliz perspektifleriyle örülen bu inceleme, Nâzım Hikmet’in şiirinde özne oluş süreçlerini, bireyin kolektif olanla çatışma ve çakışma noktalarını yeniden düşünmeye olanak tanıyor. Nâzım’ın şiirinde devrim yalnızca tematik bir motif değil, bizzat şiirin kendisinin devrimsel bir örgütlenmeye tabi oluşunun işaretidir.
Nâzım Hikmet Şiirinde Özne Sorunsalı (Eleştiri), hem edebiyat eleştirisiyle ilgilenen okurlar hem de şiiri sadece estetik bir form değil, dünyayla ilişkilenmenin bir yolu olarak görenler için cesur ve özgün bir kaynak. Nâzım Hikmet’i yeniden, ama bu kez alışılmış anlatıların dışında okumak isteyenler için önemli bir katkı.