Şairin Hikâyesi

Mihriban Kurt

Günlerim bu masanın başında, pencereye karşı, sokak gürültüsü içinde, yazma çabasıyla geçiyor. Yazdığım şiirlerde eksik bir şey var. Tutkularımı, acılarımı, sevinçlerimi açıkça yazamıyorum. Birileri anlayacak diye ödüm kopuyor. Bu yüzden öteki olarak yazıyorum artık. Başka kadınların bedenlerine bürünüyorum. Bütün tutkularımı o kadınınmış gibi anlatıyorum. Böylesi çok rahat oluyor. Şiiri okuyanlar kim bu kadın diye soruyor. Herkesin bildiği, tanıdığı kadınlardan herhangi biri diyorum. Kendimi gizlilikle herkese sunuyorum böylece.

Başka kadınlara isimler veriyorum, benim olmasını istediğim isimler. Sonra gece oluyor, ben o kadınlardan birine dönüşüyorum. Sokağa çıkıyorum, adım Eleni. Eski Beyoğlu zamanlarında tavernalarda şarkı söylüyorum. Benim için para saçıyorlar, her gece beni dinlemeye geliyorlar. Çiçekler, içkiler, serpantinler içinde şarkılarımı söylüyorum. Plaklarım çıkıyor, herkes biliyor beni, herkes tanıyor. Bana âşık adamlar var. Ben sevemiyorum onları, onların aşkı büyüyor ben sevmedikçe. Kaçıyorum onlardan. Yıllar eskiyor, yaşlanıyorum, sandalyeme oturup sallanıyorum her gün aynı pencerenin önünde. Eve bazen çiçekler geliyor eski aşklarımdan. Ben o aşkları yıllardır sırtımda bir kambur gibi taşıyorum. Bana ait değiller, içime alamıyorum.

Bazı geceler Elanor olarak çıkıyorum sokağa. Herkesin aşkına sahip ama hiçbir aşka ait olmayan bir kadın olarak. Dünyadaki tüm aşklara sahibim, ama hiçbir aşk bana sahip değil, hiçbir aşk gövdeme yakışmıyor, her aşk gövdemi parçalıyor hırsından. Kırılmış kanatlarım var, yalnızca aynalarda görünen, sırtımda hiçbir iz bırakmadan koparıyorum onu. Yüzüme boyalar sürünüyorum, herhangi biri olmak için, dünyada yaşayabilmek için, kabul görmek için, ait olmak için. Kendimden kaçtıkça hiçbir yere varamıyorum, koca bir boşluğa dönüşüyorum. Sıyrılıyor gövdemden bütün aşklar, tek bir aşka dönüşüyor, aşk gövdemde büyüyor, bana ait oluyor, yalnızca bana. Ben de ona ait oluyorum, ona benziyorum. Dünyada o aşkla yalnız kalıyorum, hiç kimse bilmiyor bu aşkı. Sessizce kendi köşemde aşkımdan ölüyorum.

Bazı akşamlar Müzeyyen olarak çıkıyorum sokağa. Tüm şehir biliyor beni, kimse ulaşamıyor ama. Herkes beni konuşuyor, herkes benden bahsediyor. Kimse beni tanımıyor. Önlerinden geçerken gençler gülümsüyor bana, tebessümle karşılık veriyorum. Ardımdan fısıldaşmaya başlıyorlar. İçlerinden birinin kapatması olmuşum, ötekinin her gün kuytularda gizli gizli buluştuğu sevgilisiymişim. Biri bana ev açmış,  dayamış döşemiş, yine de mutlu olmamışım, terk etmiş beni. Kevaşeymişim bir de herkese yüz verirmişim. Bana yaşamadığım bir hayat biçmişler, ne diyebilirim ki? Tanımıyorlar beni, sadece biliyorlar. Ama ben her gün aynada gördüğüm kadını tanıyorum, ona güzel bir hayat vadediyorum.

Mihriban Kurt

En Yeniler

Zamana Meydan Okuyan Bir Keşif: “The Peripheral Space of Photography” Yeniden Yayınlandı

Murat Nemet-Nejat’ın fotoğraf ve şiir sanatlarının kesişimindeki derin düşüncelerini...

Kötü Şiirin İhtisası: Bir Tasnif Denemesi

Bu dosya, şair Münir Yenigül’ün uzun yıllara yayılan bir...

Ömer Uluç: “Ufuk Çizgisinden Öteye” Sergisi

İstanbul Modern’de “Ufuk Çizgisinden Öteye” Sergisi Üzerine Bir İncelemeYazan:...

Gündeliğin Nabzını Tutan Şiir: Zeynep Karaca’yla Söyleşi

Zeynep Karaca, son yıllarda Türk şiiri üzerine yürütülen en...

Wes Anderson Sinemasında Yeni Bir Katman: Fenike Planı (The Phoenician Scheme)

Wes Anderson, 1990’lardan bu yana kendine özgü bir estetikle...

Alekos Fassianos: Mit ile Gündeliğin Arasında Figüratif Bir Şiirsellik

Azimet Avcu Alekos Fassianos’un yaşamı ve sanatı, yalnızca modern Yunan...

Benzer İçerikler

elanor – Mihriban Kurt

yıkılmış çocukluğu duvarlarında evlerin gözlerinde körleşen bebekler plastik kırılmış oyuncaklarına ağlamazmış hiç ölgün adını değiştirmiş karalanmış kadınlarla kuruyan bir ayazma yüzünde kavruk bedeni pahalı serpantinlerle girilen bir taverna zulasından yitirmiş...

Rulo – Osman Erkan

Yolcalık Kanama geçitli Rulo menzili tıkalı Işığını susmaktan Işıklı suyunu dönmekten Caydı Başı dikey yarım ay   10.5. 2025, Saat 09 Adana

Jüpiter – Dilara Elitaş

Piyasa düştü Çok fazla insan var Omuz atmayı keserlerse duyarsın beni Diyorum ki uygun bir vakit aldıralım gözlerimizi Gözden göze akan bir virüs yaratmışlar Bunlar geceleri sabaha kusmukla bağlayanlar Canını...