ipliklerin ucundan tanın-
efil bir madalyon, göğsün tam ortasından
yaşaman gerek denilen an daha çok
başını çeviremediğin gökyüzü seninmiş gibi yapabilmek
ile
ilgili
tamam
doluyorum
her şeye / boğum boğum grileşen şovalye...
Durgundu göl. Güneş bahçeye abanmış. Bahçe sarı bir hasta yüzü. Kuru otlar hasta, kuru ağaçlar hasta, kuru toprak hasta. Susuz bir kent. Kendi kendini...
Hânendesin.
Yemin billarz hânendeyim.
Yağmur yağmadan damlaların tizini
duyuyorum, sen o tarz dinliyorsun diye.
Cönkümde yazıldığı üzere;
benim sana duyduğum şahane bir hayranlığım var.
Ey gözleri maralım, saçları karamelam.
Ey dudakları...
Kolumda serumla insanları yara yara tuvalete koştum. Midem bulanmıştı üç gündür; hem alttan hem üstten içimdeki tüm zehri tuvalete boşalttım. Yine de geçmedi. Adıyla...