Beni Geceleri Yerden Yere

Ercan Gümüş

birçok sırrı sayesinde duydum
beni geceleri yerden yere vuran soluğumun
talih bu ya,
durmuyordu günün manşetleri
durmuyordu hız durmuyordu hırpalanmak
talih bu ya,
diz kapağımda baskı
zihnimde kaskatı yastık
olsun mu olmasın mı dedirten
ters kelepçe mantık
talih bu ya,
pencereden giren ışık bağrına basar
Hitchcock’un Kuşlar’ını
her şeyi yanına kâr kalan, var bir tuhaflık
ve hiç yoktan sonsuzluğa kadavrayım artık
talih bu ya,
bir tanrının çalışma masasındayım
yalnızlığımın yerine yağmalar,
bir bandaj kaç kere dönmesi gerekirse
o kadar yerden yere vuruluyorum
o kadar derin kuyular kazıyorum
gölgemin radyoaktif sızıntılarına
talih bu ya,
hayatta kalmayı öğreniyorum
ki bu hiç hesapta yoktu,
acının freni boşalmış gecesi
karşıdan karşıya geçiyorum
ki meğer soluğunla yerden yere vurulmak
tanrının alkış tutmasıymış içimde

En Yeniler

İnce Gezmelik – Osman Erkan

dönerken dünya mavi bir ses çıkarır, o sesi şairden başkası...

Bir Şairin İzleri: Nilgün Marmara Belgeseli

Yönetmenliğini Tolga Oskar’ın üstlendiği Nilgün belgeseli izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor....

İki Şairin Filmi: Tekerleme (1984)

Leyla Bayrı 1984 yapımı Tekerleme, Merlyn Solakhan’ın Berlin Film ve...

Ozan R. Kartal ile Haydi Etek Giyelim üzerine Söyleşi – Ceren Avşar

Ceren Avşar   “Roald Dahl’ın Charlie’nin Çikolata Fabrikası kitabındaki her yöne...

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek...

Renk, Şiir ve İstanbul: Burhan Uygur’un Resim Dünyası

Burhan Uygur, Türkiye resim sanatında 1970–1990 döneminin en kendine...

Benzer İçerikler

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek denilen an daha çok başını çeviremediğin gökyüzü seninmiş gibi yapabilmek ile ilgili tamam doluyorum her şeye / boğum boğum grileşen şovalye...

Soğuk bir Noel Armağanı – Levent Karataş

bana noel’de verdiğin lavanta sabununu henüz kullanmadım ada sabahı kedilerle kahvaltı etmeden evvel verdiğin o soğuk armağanı bisikletlere bakıp cılız güneşlere aldanmış çiçek dallarını fotoğrafladığımız günün...

Mektūb – Reşit İmrahor

      Hânendesin. Yemin billarz hânendeyim. Yağmur yağmadan damlaların tizini duyuyorum, sen o tarz dinliyorsun diye. Cönkümde yazıldığı üzere; benim sana duyduğum şahane bir hayranlığım var. Ey gözleri maralım, saçları karamelam. Ey dudakları...