Yapılacak Bir Şey Kalmadığında Yapılacaklar

Burakcan Şencan

neden bütün bakkallar bakkalı, taksiciler taksiciyi, kahveciler kahveciyi oynuyor
neden bir tane bile iyi yok
hem de iyi oynuyor neden
yeterince iyi yaşayan yok yaşayanlar arasında ölüleri unutmayacak
hep hatırlayacak
hep aynı hatırlayacak
hepsini hatırlayacak kadar yok
ben de ölünce iyi mi olacak

başıma bir iş gelmemesinden çok korktuğumda
yani rüyasız bir uykuda
dünyanın ellerimi eskitmesine izin vermemişken
özlemin vurduğu her an şimşekler çaktığında bileklerimde
en çok da insanın eksildiği yerde durma alışkanlığında
yaşamak bu mu derken
gözlerimin ilk ve son ağrısının ilk ve son kez geçeceği sanrısına karşı dursam da
yalnız değilsin diyen ve demeyen tüm yalnızlara karşı
önlenemez bir girdap telaşında döner aklım:

“yüzünden düşen bin parça
birinde bile ben yokum
işte budur kaybetmek”

madem ki patlayacak yüreğin
hakkını ver baştan sona son kez yaşa unutulmaz olanı
anlamazlar diye söylemeye söylemeye unuttuğunu bile hatırla
sessizlikten önceki son kahkaha senin
buna sığın, az değil bu
bazı yaraları açan dindiremez
insan da bu demek bazen dünyaya
dişlerini çiğneme öfkesini bastırırken neredeysen oradasın

dizlerinin bağına bir ilmek ekle
kanla fırçala dişlerini
yorganlarına cepler dik, uyurken ellerini içlerine geçir
derin bir nefesi yavaş yavaş çekerken
gök gürültüsü hazırlığına denk getir
bu herkesi gülümsetir
gözlerini kapat, aşınan taşların gürültüsünü dinle
dinle bir salıncağın altında salıncağı kıskandıran ömrünü
hazırsın bir yumruk gibi

hep aynı yerden yediğin yemeği
hep gördüğün aynı rüyayı
her bıçağın aynı yerden kanadığını
hep aynı yerde sustuğunu
aklında yendiğin yenilgiyi
hep aynı sustuğunu
yalandaki doğruyu
hep sustuğunu
affetme, nefret
budur ihalesi kalbinin

En Yeniler

Bağımsız Yayınevleri 7. Kıraathane Kitap Şenliği’nde Buluşuyor!

  Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi tarafından düzenlenen ve bu yıl...

Rulo – Osman Erkan

Osman Erkan Yolcalık Kanama geçitli Rulo menzili tıkalı Işığını susmaktan Işıklı suyunu dönmekten Caydı Başı dikey...

Luna Miguel – Kanı Bozuk

İspanyolcadan çeviren: Kimi Traube İngilizceden çeviren: Esra Asar Saadet sürülmez ölü...

Bir Taş Kadar Şifâlı; Emel Koşar ile “Cevher” Üzerine Söyleşi

Söyleşi:İmren Keyik   Şiir kitaplarınızın sonuncusu olan Cevher üzerine...

Ev Diskosu: Uzun Bir Günün Ardından

Hazırlayan: Monoton Selçuk Jonathan Uzun bir günün ardından… Okuldan, işten ya...

Yeni Çıkanlardan; Şiirin Farklı Bir Formu: Dans – Nihat Özdal

Basın Bülteninden: Simurg Art Yayınları sunar: DANS Sınırlı edisyon – 50...

Benzer İçerikler

Jüpiter – Dilara Elitaş

Dilara Elitaş   Piyasa düştü Çok fazla insan var Omuz atmayı keserlerse duyarsın beni Diyorum ki uygun bir vakit aldıralım gözlerimizi Gözden göze akan bir virüs yaratmışlar Bunlar geceleri sabaha kusmukla...

#Semtegel – Nejdet Ardıç

Nejdet Ardıç   #Semte gel, gözaltları kararmış arkadaşlarının düğününde kuytuya çöküp bulut dönen çocukların yanına serseriler arkadaştır tepeden tırnağa.   #Semte gel, pederiyle döğüşen delikanlılar boğazında iz bırakan paslı tırnakları değişirler yüzünü gömen...

“geriye kalan..” (Hamlet)

çev: Melih Bera Ermiş