Bahaddin Tuncer & Ozan R. Kartal
kulağının çeperini ispirtolu pamukla çatır çatır çatıyorum koş
saçlarını kazıdım yahudisin artık eteğin traşlandı
ama burnu memnu?niye
yeni dikilmiş bir mezar taşı kadar burnu dik
kulakları kapalı yollarına aklın.
yumuluyor midesinde kurtlar kaynasa da
yumuluyor hazin karanlığına gecenin
uzun kuyruklu adam geceyarısı kaburgasını aldırmış fitilini atmadan
eğilmiş etraf kanrevan çürük dişleriyle tadına bakıyor kuyruğunun
tokalaşmayın onunla!o elleriyle bir mangayı gider borusuna yönlendirdi
oluk-phili nerde görse boşluğu uçağı otomatik pilota alıyor peçeteyle
şehir diyor, oysaki bu bir facire-i dehr
bir sıvı damlıyor kıyafetinden adını kimse bilmiyor
sen en büyüksün sen en obur sen en azgınlarındansın peki ben?kimim
niye kulağımda kıl yok sizin kadar neden doktor bana fitil değil
şurup yazmış
yakasında kir, göğsünde kir, cesedinde kir
hangisi daha kirli, bir ölü karar verecek buna
kendi bacağını atmış kızartıyor ocağa
son lokması yeni bitmiş, kellesinde sıra
bir zaman sonra bardakların büyüdü bir zaman bardakları bıraktın kupa oldu
tasa geçtin sürahiye sonra şaşala bir zaman sonra yetmedi
ondokuzluk damacana