Proleter Otorite

Vedat Barga

biz bu şehrin şer yerlerinden akıyoruz sokaklara.
binlerce aklın akın akın yokuş yukarı akması demek bu.
biz tüm şehirlerin şer yerlerinden akıyoruz dünyaya.
hadi bakalım biz hepimiz sen tek ey koca dünya.

borsalar bombalamıyor
teorik bilgim yok ağzım yok yüzüm yok.
bir tek seslerimiz var
onlar da birleşip hep bir ağızdan
slogan.
the wall street vakası keynesyen teori falan filan bilmiyoruz.
(enes’e burada selam.)
çamurdan evlerden akıyoruz betondan sokaklara
bulvarlara asfalt yollara akıyoruz.
her şehrin diplerinden gelen
-duyuyor musunuz?-
kocaman bir dalga.

geçtiğimiz damarları genişletiyoruz durmadan durmadan durmadan durmadan.
(dört kez en az.)
hızın azaldığı yerde daralıyor sokaklar genişlediği yerde yavaşlıyoruz.
her şey düşüyor durmuyoruz biz yürüyoruz.
yürüdükçe inliyor meydanlar
bizimdir bizim biz.
bu şehrin şer yerlerinden akıyoruz sokaklara.


gözlüklü değiliz yakamız yok
beyaz değil mavi değil yakamız yok.
olsa da bir araya gelemiyor zaten
gelmeli artık.
ellerimiz üç kat kalın derilerimiz çelikten kurşun geçmez.
üstümüz toz sığındığımız her şey bizi aynı noktaya topluyor.
bizi ancak yine ve sadece biz kurtarırız.
yaşasın ellerimiz yaşasın
yaşasın yaşa.
hepimiz bir olduk saplanmaya geliyoruz oraya.
toplandık geliyoruz şehrin şer yerlerinden akıyoruz sokaklara.

En Yeniler

İnce Gezmelik – Osman Erkan

dönerken dünya mavi bir ses çıkarır, o sesi şairden başkası...

Bir Şairin İzleri: Nilgün Marmara Belgeseli

Yönetmenliğini Tolga Oskar’ın üstlendiği Nilgün belgeseli izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor....

İki Şairin Filmi: Tekerleme (1984)

Leyla Bayrı 1984 yapımı Tekerleme, Merlyn Solakhan’ın Berlin Film ve...

Ozan R. Kartal ile Haydi Etek Giyelim üzerine Söyleşi – Ceren Avşar

Ceren Avşar   “Roald Dahl’ın Charlie’nin Çikolata Fabrikası kitabındaki her yöne...

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek...

Renk, Şiir ve İstanbul: Burhan Uygur’un Resim Dünyası

Burhan Uygur, Türkiye resim sanatında 1970–1990 döneminin en kendine...

Benzer İçerikler

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek denilen an daha çok başını çeviremediğin gökyüzü seninmiş gibi yapabilmek ile ilgili tamam doluyorum her şeye / boğum boğum grileşen şovalye...

Soğuk bir Noel Armağanı – Levent Karataş

bana noel’de verdiğin lavanta sabununu henüz kullanmadım ada sabahı kedilerle kahvaltı etmeden evvel verdiğin o soğuk armağanı bisikletlere bakıp cılız güneşlere aldanmış çiçek dallarını fotoğrafladığımız günün...

Mektūb – Reşit İmrahor

      Hânendesin. Yemin billarz hânendeyim. Yağmur yağmadan damlaların tizini duyuyorum, sen o tarz dinliyorsun diye. Cönkümde yazıldığı üzere; benim sana duyduğum şahane bir hayranlığım var. Ey gözleri maralım, saçları karamelam. Ey dudakları...