Fatih Ceyhan
bir doğru cümle kuramayacak kadar telaşlı bu devlet
hızlıca sevişelim gitin memur atamalarında.
bütün kurumlarında sıraya gir, bana yer tut,
adımlarımda özel sektör acelesi var.
bağımsız bir duruşun varsa bölüşelim,
tutuklu benim ait olduğum her hissiyat.
suçlarını topla, böyle zamanlarda taptığını unut.
inanç hep aynı pozisyonda Lut.
bilinçaltımda resitalsin ama
dilimden dökülürken dişlerim de.
vakit, nolur kıçından bir haç çıkar.
şeytanlarıma bilim yetmiyor.
bu devre tanıklık cübbeni artık katla rafına koy,
dolabının anahtarını as serseriliğimin boynuna,
kirlilerin arasında duran en parlatılmış istatistiğim,
terinden sırılsıklam dirayet çarşafını sık,
belirsiz tırnaklarını tanrıma geçir, çiziklerinin dahası RTÜK.
dayanak noktaları belirsizlikten beslenir,
boyunca sarılacağına inandırır,
boğulacağına sen bizzat kapılırsın.
her koşul ilk ölümden geçer. bir kere öldüm diyebilmek için
bütün bu taşranın sefalete çıkan kestirme yollarını öğrenirsin.
öğretirler hepsi biliyorsun memur.
namlusuna kahır çekili barettalar, bum.
kibir çok ulu bu minarenin alt metninde.
kirli çakılar, düştüğün kaldırımı mor ışıkla tanıştırır.
ıraklardan bir despot selam çakılıysa da demokrasime,
beni o mağarada saklayamazsın.
hazırsan yenilik ve yenil ilk arasındaki farkı
sana bir türkçe dersi olarak vereyim.
yarım nefeste ciğerimde topladım hepsini.
tam olsa ciğerimi sakatat çorbalarına bağışlardım.
sonuna güdülendiriyor kursağında kaldıkça tamamına erdirmenin zehri
yaşatıyor diye umduğum aslında damarlarımda kaçak bir yolcu
kan, veteran bir gezgindir. bıraksan turunu tamamlar.
alnıma sürülür. his uyandırır. pisse reçetelere tükürülür.
saçılırsa nar patladı diye çocuklar gülüşsün.