Sveta Grigorjeva – Ortaya Çıkma Zamanı Ya Azîm, Vakit Feci Yakın

Çeviren: Melih Bera Ermiş

ortaya çıkma zamanı ya azîm, vakit feci yakın
özgürleştir kızlarını oğullarını nâ-binarylerini
seksüelleri aseksüelleri seks-pozitifleri ve -negatifleri
ortaya çıkma zamanı yo, vakit feci yakın
frankeştayn’ın canavarı geri döndü
ama bu sefer bir yoldaş aramıyor
yalnız hissetmiyor kudurmuyor ya da ötekilerden saklanmıyor
onların yapacak daha ilgi çekici şeyleri var ayrıyeten dünyanın kurtarılması gerekiyor
o yüzden ortaya çıkma zamanı ya azîm, vakit feci yakın
işte burada canavarı kendileri yaptılar ama kendilerinin tamamen kendiliğinden olmuş bir canavar olduğuna inanacak kadar salak değiller yapısal eşitsizliğin ne olduğunu biliyorlar
sınıf temelli toplum kurumsal eleştiri hatta kesişimsel
feminizm frankeştayn’ın canavarı otodidakt bir bebek
şimdi farkındalar ömrü hayatı boyunca yalan söylendiklerinin doğası
hakkında mutluluk cinsiyet güç aşk kapitalizm sosyalizm
anarşinin mutluluk nedir çirkinlik nedir gerçek canavarlar kimlerdir
sanıyordun ki bunu bütün bir zaman saklıyorlardı
ama yok marie okuyorlardı heiti talvik’in foucault grafitisinin ayın
davis’in haraway’in wittig’in le guin’in butler’ın hem octavia’nın hem judith’in altında
ve artık huzurunda eğilecekleri bir yaratıcıları yok
yalvaracakları kendileri gibi birisini sunacakları
dahası şimdi varoluşun performatif olduğunu biliyorlar
tekrara dayalı bir fiil olduğunu o yüzden
ortaya çıkma zamanı ya azîm, vakit feci yakın
frankeştayn’ın canavarı döndü ve şimdi
çok eşli aromantik ekoseksüel
cezayirmenekşeleri ona daha ilginç geliyor emeklilik ikramiyesinden
nükleer aileden ya da içerik üretmekten diyorlar ki
sen de bir ucube olabilirsin
sen de bir canavar olabilirsin
artık saklanmana da gerek yok
estetik algımız hala minicik o yüzden hey
hadi şu spektrumu biraz daha genişletelim bebeğim
inanma paketlenmiş standart şehvete
tinder gibi kendimizi küçük şeylere sıkıştırmayalım
biz daha çok frankeştayn’ın canavarı gibiyiz
tüm dünya bizle dolsun
CANAVARLAR SAYBORGLAR
SENTORLAR TRANSLAR
HERHANCİNSİYETÇİLER CİNSİYET BÜKÜCÜLER
MİTOLOJİK TANRIÇALAR
EVET YAPIM EKİNDEN DE KORKMUYORUZ ARTIK
KADIN OLMAK ALİYYÜL ALA BİÇİMDE OKEYDİR
DAHASI VS. vs.
ortaya çıkma zamanı ya azîm, vakit çok yakın
frankeştayn’ın canavarı döndü ve uzaklardan bağırıyor YA
NERDE BENİM FRENKİLERİM

 

 

 


Sveta Grigorjeva (d. 1988), Estonyalı bir şair, eleştirmen, dansçı, koreograf ve yönetmendir. Estonya Müzik ve Tiyatro Akademisi’nde koreografi alanında doktora eğitimine devam etmektedir. Ayrıca Almanya’da Justus Liebig Üniversitesi Giessen’de ve Fransa’da Université Nice-Sophia-Antipolis (Côte d’Azur Üniversitesi) bünyesinde eğitim görmüştür. Grigorjeva, dünyanın birçok yerinde dans etmiş ve yönetmenlik yapmıştır.

İlk şiir kitabı kes kardab sveta grigorjevat? (Sveta Grigorjeva’dan kim korkar?) 2013 yılında yayımlanmıştır. Genç Estonyalı eleştirmenler bu kitabı on yılın en iyi çıkış şiir kitabı olarak seçmiştir. Çeşitli alanlarda birçok başka ödül de almıştır. Sanatın farklı disiplinlerinde çalışan Grigorjeva, Estonya’da cesur çıkışlarıyla sınırları zorlamış ve genişletmiştir. 2022 yılında Estonya Yazarlar Birliği’ne üye olmuştur.

Grigorjeva’nın ebeveynleri farklı etnik kökenlere sahiptir ve kendisi Tallinn’de Sovyet döneminden kalma yoğun konutlarla çevrili bir mahallede büyümüştür. Bu durum şiirlerinde sıkça işlenen bir konudur: kimlik, uyum sağlama, başkaldırı. Ve buradan yola çıkarak gelişir: duyarlı bir toplumsal eleştiri, kültürel eleştiri, feminist bir enerji, stereotiplere karşı saldırılar ve siyasetin bir aracı olarak şiir. Grigorjeva’nın açık siyasi mesajları şiirini bir manifestoya dönüştürmez; bu mesajlar şiirin biçimiyle ön plana çıkar. Keskin toplumsal eleştiriler içermesine rağmen, Frankenstein (2023) adlı şiir kitabı aynı zamanda belirgin bir duyarlılık ve incelik taşır. Grigorjeva’nın metinleri ayrıca yılın en iyi Estonya kısa öykülerinden oluşan yıllık derlemelerde de yer almıştır.

En Yeniler

Cibali’de Bir Edebiyat Rüzgârı Daha: Şiirler ve şarkılar Atölye Kafası’nda buluştu.

Balat’ta faaliyet gösteren Atölye Kafası, 6 Aralık Cumartesi akşamı...

Sem 101 – Mustafa Aran

   “Bunları atma vakti geldi ya da aramızda bölüşelim.”...

Dijital Çağın Aynasında Bir Kısa Film: “Hayaller, Umutlar ve Dönen Yunuslar”

İnceleme: Azimet Avcu Adil Burak Aydın’ın yazıp yönettiği Hayaller,...

Varlık Dergisi, Aralık Sayısı “Kanon ideolojik mi, estetik mi?” Doyasıyla Yayımlandı

Varlık, 2025 yılını edebiyatın en çetrefilli tartışmasıyla, “Kanon: İdeolojik...

E Blok – Merve Balcıoğlu

Köpek diye boynuna ip bağlayıp evin geniş koridorlarında gezdirdiğim...

Ezra Pound – Kanto 2

Çeviren: Tugay Kaban Yeter artık, Robert Browning, olsa olsa tek bir...

Benzer İçerikler

Arthur Teboul – Yabancı

Çeviren: Melih Bera Ermiş hiçbir şey yaşamak kadar emniyetsiz değildir hiçbir şey varoluş kadar geçici biraz eriyiştir bu, kırağı için ve bir ılıklaşmadır rüzgarda bir gün sınırdan geçersin nerden gelirsin?...

Hallâc-ı Mansûr Şöyle Dedi

Çeviren: Mehmet Taner Sevgilim alçak bir ihtiradır Ondan korktuğun ve de onu arzuladığın sürece o mevcuttur Ona ihtiyaç duyduğun sürece mevcuttur Şayet ona kızarsan birden yok olur Vallahi sevgili...

Sarah Elizabeth Green – Öbür Dünya

Çeviren: Leyla Bayrı 1. Herhalde sabah bulantısı böyle bir şeydir: ıspanaklı omleti tabağımda itip duruyorum, karşımda belki de beni hamile bırakan bir çocuk. Daha dün bakireydim. Ohio’da uzun bir tatil— Bir...