A. Gülfem Özer
hayat altı aylık olana kadar bulanık
sevenlerle arama giren nabız sayımları
mide bulantısı ters koltuk japon öyküleri
uykuya dalarken sırasızca düşünülen şeylerdi anladın mı?
yürüyen bir kuş ağrıyı anlatmaya eğitimli
peruklar bazı dileklerin püskülü ve ben
yemekten hemen önce başlıyorum susamaya
keyif beni susatıyor
hayat yürümeyi öğrenene kadar güzel
sonra her şey yüzsüzleşip yokuşa sürüyor
kedinizin kabus gördüğünü fark etmek
günlerin rafine acısı
onlar bile dört kolla sarılamayabilir dünyaya
-bakın dört kollu olmalarına rağmen-
ziyan diye bildiğimiz kişi yanlış anlamadan doğma
ve başka birinin bitiş çizgisine varmaktan
ben bir yere varamıyorum ziyan olmak isterdim
hareket üstümden geçsin
isterdim
hareke/harakiri
japon öyküleri mide bulantısı ters koltuk
replay
şimdi bir yere ait olmayan birinin hevessizliğiyle
bildiğim tüm sokakları yeniden dolaşıyorum
hareket:
hiç olmayan bir şeyin yolunu gözlerken içte beliren
kıpırtı
o halde hiç olan
bazı hayatları izlemeye zırhla gitmek gerekir
benimki yatarak izlenebilsin isterdim
bazı parçalarını
ahmet murat alper kolajında kullansın
toprağa verimli gübre kısım kısım
mevsim geçişlerinde yüzüm müzeleştirilsin
hayatımın yanında ne iyi gider
soya fıstığı belki
sıcak su torbası ve yunan şarkıları
bana çok sevmem ve kendimi sevdirmem üzerine
öğretilen sahtekarlıklar
babama tütünsüz sürgün hayatı bahşetmese
bir bok kaybetmezdi
hayat hiç bahşetmez hep başkaları
kendimi anlatırken saydığım on madde
altı aylık olduktan sonra akla kazındı
japonküpesi avunmak için en kötü yer
japonküpesi en kötü
kedi tüyü sulu yara yanakta kirpik
her rastlayışta sarsıcı
annemin parmakları allahım ne kadar narin
ah güzel yavrum benim ah güzel yavrum
kedime ayrı bana ayrı
ah güzel yavrum benim ah güzel yavrum
sıcaklar geçti bak! bu son değildi ama geçti işte
sen o sandaletleri doğru akşam giyemedin diye geçti
tramvaylar pembe sakız oluyor da sen inatla yürüyorsun diye
sıcaklar geçti- üstümden geçsin hareket
bir film gibi ikindi uykusu gibi
kaptırdığın kendini tadını aldığın ama yetinemediğin
tüm güzel şeylerin akıl oynatan kibri gibi
hayatıma zırhla girmeyin isterdim
ama girin
muhakkak.
icatların adını ezber yaparken ter dökün
zorlanın uykuya iyilikleri getirirken
ben gözü örtülüleri izledim diye oldu tüm bunlar
sinematik tüm anlarda babam ağlak annem vurmazsamduymaz
yatağın yaylarını gevşeten ağrı ve ağır sahiden
dört duvarı aynalarla kaplı bir odanın ben hâli
olanlar oldu işte olanlar oldu
yazlık bir yerde bir yaz sineması iyi seyirler
bu film biter şarkısı pembe sakız ağızlara