Ebru Polat
yaşlı kadın:
sebebi olmadığım savaştan bahsedeceğim size
sınırlarıma yolladığım askerler
birbirini vurdu
bir kurbağaydı sevdim
gözlerinden sevgi yerine spermler boşalıyordu
koro:
bir biri ve iki ikiyi
kendini seven kendine benzeyenden korkup kaçtı
bir biri ve iki ikiyi
kaçmayan kendi,
vurdu kendine benzeyeni
yaşlı kadın ve kurbağa
uzandı ay ışığının altında
kadın ormanın yabancısı
kurbağanın dili yalan karası
öptükçe bulaştı acısı
kurbağa:
ilerisi sakrament, gnostikler benden saklanır
sence bu gök kutsallığını tanrıya mekan olmasından mı alır
yaşlı kadın:
bilsem de söylemem ama yine de sor diye beklerim
kurbağa:
sinirlerine yolladığım sevinçler
neden birbirini kedere boğdu
yaşlı kadın:
suların içinden bana
ateşle yaklaşma
koro:
yaşlı kadın
kurbağanın ağzından çıkacak her kelimeyi
binbir anlamla boyamak için
heyecanla bekledi
dante’nin yıldızları bitirir cümleleri
komedya الهى
kurbağa:
sen de öğrenmelisin
ellerini kullanmadan bir ağacın köküne işemeyi
senin olmayan günahları işlemeyi
yaşlı kadın:
durmadı şoför
dedi öğren beklemeyi
koro:
aşk dedi kadın
aşk midemi bulandırıyor
çünkü bir görseniz siz
kalbi nasıl dönüyor
kurbağa dururken öylece
kadının kalbi zıplıyor
gözleri büyüyor, memeleri sertleşiyor
rüzgar estiğinde çimenler dans ederken
o durup göğe doğru tapınıyor
göğe doğru tapındıkça
sogotoh ışık olup kaçıyor
aşık oldu bir kere
yeşil göl siyaha çalacak
zülümat sokağında
tanrı bırakacak kucağına
dipsomania, anoreksiya, insomnia adında
üç piç çocuğunu
yaşlı kadın:
gözlerinden spermler akıyor kurbağa
kurbağa:
seninse hiç ağlamamış gibi parlıyor
belki öpersin diye ağzımı kapatacağım
benim anlamaya çalışırken verdiğim kiloları sen sevişirken almış olabilirsin diye
çünkü sana hüzün çökmemiş hiç
duyguların kambur değil
şimdi ilk sancıyla
kendini öldürebilirsin yanlışlıkla
yaşlı kadın:
hep hüzün gördüm
bu yüzden bir sevincin ortasında öldüreceğim kendimi
koro:
burada başladı ilk anlaşılmamanın gözyaşı
ne yavaştı
ne hızlı
hem insan bazen kendi elini tutmalı
kurbağa:
benden çirkini
babamın sperminde saklı
elim bundandır belki
nicedir nasırlı
koro:
yan yana sustular
susan dilin kelepçesine
bir girizgah bulamadılar
göğe en yakın ağacın köküne dev bir katre budadılar
kurbağa daha çok sustu
sustukça kadın boğuldu
sessizlik de öldürebiliyor dedi
bu kadının son cümlesiydi
bu yüzden yüzyıllardır vurulamadı
sessizliğe kelepçe
bu yüzden yüzyıllardır bulunamadı
ölüme çare
her şey yüzyıl önce
mezopatamya
zülümat sokağında
siyaha çalan gölün başında
sogotoh kaçtığında böyle yaşandı
parya:
zor değil istediğim sen yüzyıl sonra
her ay ışığının altında
bir girizgah ara
istersen
beni
ara
çoğalmasın diye
yaşlı kadın ve kurbağa
*Gözde Uskur’un aynı isimli resimli hikaye kitabından esinlenilmiştir.