Faruk Nafiz Çamlıbel Aslında…

İmren Keyik

 

“Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.’’

 

Han Duvarları’’ şiiriyle aklımıza kazınan o büyük şair Faruk Nafiz Çamlıbel… 18 Mayıs 1898’de İstanbul’da doğdu. 1946 yılında politikaya atılan genç şair öte yandan yazın faaliyetlerini sürdürüyordu. Servetifünun şiirinin özelliklerini taşıyan şiirler yazdı. Bizler ise onu hâlâ müfredatlarda geçen Çoban Çeşmesi ve Han Duvarları şiirleriyle ve HEYFO olarak kodladığımız beş hececilerin bir parçası olarak tanıdık.

 

ÇOBAN ÇEŞMESİ
Derinden derine ırmaklar ağlar,    
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,    
Ey suyun sesinden anlıyan bağlar,    
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi.    
        
"Göynünü Şirin'in aşkı sarınca    
Yol almış hayatın ufuklarınca,    
O hızla dağları Ferhat yarınca    
Başlamış akmağa çoban çeşmesi..."    
        
O zaman başından aşkındı derdi,    
Mermeri oyardı, taşı delerdi.    
Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.    
Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi.    
        
Vefasız Aslı'ya yol gösteren bu,    
Kerem'in sazına cevap veren bu,    
Kuruyan gözlere yaş gönderen bu...    
Sızmadı toprağa çoban çeşmesi.    
        
Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda,    
Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda,        
Ateşten kızaran bir gül arar da,
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi,    
        
Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar,    
Tarihe karıştı eski sevdalar.    
Beyhude seslenir, beyhude çağlar,    
Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi...    

 

Peki size iki görsel göstersem hangisinin Faruk Nafiz olduğunu bilebilir misiniz?

 

 

Cevabınız hayır mı yoksa her ikisi de mi?

İnternete Faruk Nafiz Çamlıbel yazdığımızdan karşımıza çıkan bu görsellerden yalnızca sağdaki Faruk Nafiz’e aittir. Soldaki görsel ise Atatürk şairi olarak tanıdığımız Behçet Kemal Çağlar’a aittir. Bugün hâlâ ölüm yıldönümlerinde paylaşılan ve birçok internet sitesinde Faruk Nafiz Çamlıbel olarak gösterilen kişi aslında Behçet Kemal Çağlar’dır.

En Yeniler

Ezra Pound – Kanto 2

Çeviren: Tugay Kaban Yeter artık, Robert Browning, olsa olsa tek bir...

Bayram Zıvalı’dan Günümüz Türk Şiirine Dair Zorlu Bir Soruşturma: “ŞAİRLER GELDİLER”

70 şairin yer aldığı bu çalışma, güncel Türk şiiri...

Yunanistan Sineması Günleri 2025: İstanbul’da 1990’lar Yunan Sineması Retrospektifi

Yunanistan Sineması Günleri, 2–7 Aralık 2025 tarihleri arasında Pera...

Banliyö Sanat ekibi büyüyor. Hoşgeldiniz!

Ozan R. Kartal. Azimet Avcu ile 2019'da giriştiğimiz "Banliyö" fikrine,...

Levent Karataş’la “imdat dünya” Üzerine Söyleşi

Söyleşi:Fatoş Asya Akbay   Levent Karataş ilk şiir kitabı Düşüyorum Galileo...

Aşk Şiirlerinin Unutulmaz Yönetmeni – Yayında!

Basın Bülteninden.   2025 Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü’ne değer görülen...

Benzer İçerikler

Behçet Aysan Şiirinde Hikaye Ekseni: Narrative Şiir

İnceleme: Cüneyd Ensari Narrative (anlatısal) şiir, temelde "şiiri hikâyeleştirme sanatı" olarak tanımlanabilir. Lirizmin duygusuyla, epik anlatımın olay örgüsünü aynı potada eritir. Nesire kaymadan şiirin olağan...

İki Kısa: Çığlık ve Yol Bizi Nereye Götürürse

Ozan R. Kartal   “Kültür ve sanatın Cihangir’deki yeni odak noktası” gibi afilli cümlelere çok yakında ev sahipliği edecek, yeni bir mekân; G Collective. Kendilerini “A...

Mustafa Köz’ün İç Odası: Söyle Sonsuzluğun Unuttuğunu

İnceleme: Handan Deniz Tinik Ağır aksak, tökezleyerek yürüdüğüm dünya; şiir. Nefes nefese, yutkunmadan, kursağımda salçalı bir parça ekmek—ıslanmış terle, toylukla. Hani “zümrütlenirken deniz’’ tuzlu melodisini...