Mariya Munro
karşıdaki ağdacı günlerdir açılmıyor
tüyleri her dakika uzuyor, gün döndü
kimse dönüp ardına bakmıyor şimdilerde
dükkanın içinde mahsur kalan kedi bugün öldü
ağzına aldığı sarma tütünden nem tadı geliyor
sıkar şimdi takma altın dişlerini
ellerini yüzünde gezdiriyor
pedindeki akıntı kasıklarını sızlatıyor
adamın biri ağlamaklı geçiyor kapıdan
orospuları geride bırakmayı çoktan öğrendi
abaküs mental aritmetik hesaplaması
yalnız karısıyla yatan adamları düşünüyor
çantasının askısını boynuna doluyor
memelerinin sarktığı yerdir burası noktalı virgül
orgazm vibratörünün kumandasını elinde tutuyor
ölü babasını kotunun cebinden çıkarıyor noktasız üzgün.
göz çukurlarını yumruğuyla ovalıyor
kurumuş muslukları açmaya çalışıyor ilkten
elindeki kağıtları iki dudağının arasında ıslatıyor
korkularını feminist yürüyüşlerinde bastırıyor hepten
en son koştuğu cihangir kaldırımları
başka şehirde yaşadığını unutuyor
dizlerini karnına çekiyor ağrılı sanrı
koşmaktan öte kendine varmak burası