Ozan Can Türkmen
Uykum kaçtı ki büyük bir hayvandı.
Zıpladı avcılarını sürdü büyük peşinden.
Bense de kaldım burada değilim.
Yüzleşmesi na da zaten
Yüzleşince de saçma sapan,
İzleri sürdürerek süren ovadan
Bir anlığına parlayan taştan bir alan.
Zatendir kurtulmuştur
Önem mönem azadedir.
İlla korktan korkmayacağım.
Günüyse güneşse değilse
Gece gelirse geçin de gidelim.
Ne na ne nara
Asla, geçin de gidelim.
Hepsi textbook alametler.
Helak aynı her günkü helak.
Kaybolduğunu anlamak
Kimseyi ormandan çıkarmayacak.
Bir yemin bir içinde tamam
Ederse et sak ha soranla dinleme.
Ta ki kapana kapına dayana mayana
Yani öyledir de, oynuyoz işte
Benzer ölçülüler ile fa fakat gönülsüzce.
Biz diyenin andığı kim olanlardan
nin narinim varlardan
Yoklara atılan oklara kadar
Zamanın kenarından örtü dökülen ova,
Akıllar işler, kurşun soğutur taslarda
Ömrü çekip orta yere
Arada bir
Morgun önünde birikmiş kalabalığa
Cesetler kime ait diye bağırmaktadır.
Ben se şan sa
Şa ha şanım, nin ne narin,
Günşikarım, peşpeşem,
Bin günüm doldu voltasında
Potansiyel bulvarının başkasının
Anıları, tanrıları, halkları içinde
Soluklanacak, seni soracak
Hiç
Kimseyle karşılaşmıyorum.
Cumartları tesmeye sabrım ha
Arzum na ve çıngırak
Yerel bir ezgi çalıyor bebeklerin elinde.
Geçmiş oldun artık geçmişin bir şeklisin.
De değilim se neden da değilim burada?
Çağırıldım, geldim ve çağırılıyorum hala.