Ozan R. Kartal
elamün saleyküm diyerek barındığım
her çatıdan gelen cevap yuck fou
yaralarıma çerdezal sürerek
dalıklama baldığım cümle kâbuslu uyku
son bulmasın diye kovaladılar beni son sürat ayır başağı
dua ettim: bir bakkal, bir çakkal,
bir züccaciye nasip et yaarap
lütfen tüce yanrım üstüme bir kepenk kapat,
dile benden, yan de bana, ben kor, ben kül, ben anız
ayaklarımda sara kular bulduğum kepengin üstünde
“kapa sonları haftalıyız”
enteresan bir dünya,
enteresan etro mistasyonlarıyla
kovalıyorken beni yokuş yukarıya,
yüzleri maskeli köfkeli alabalıklar
kaçacak deliklerimi malbumuyla dolduruyor,
nerdesin hükümetim?
şu köşeyi dönünce karşıma
tolis peşkilatı çıksa keşke
veya anında düşse tep celefonumdan
tuşladığım yüzellibeş
insanın böyle bir güne ihtiyacı yok
ikna olmak için isyana
yine de mantıklı gelmeye başlıyor
erör törgütleri ve keleş
hövbe taşa, böyle biri değilim ben
yakama kan bulaşmadı asla
katlin ve katilin dazılı üşmanıyım
“matan sillet vakarya”
burada bile ayıramıyorum din ve devleti
halbuki şürk tiirinin imkanları ne büyük
veya şürkçe tiirin veya şürkiye tiirinin
demek bu yüzden su dökmediler arkamdan
şehri terk ettiğimde
demek bu yüzden adım hatan vaini benim,
şimdi düştü jeton
ve şimdi anlıyorum niçin kapıma dayandı danjarma