Çeviren: Ç. Leyla Bayrı
Hepimiz, ölülerle konuşan ölüler olduğumuzu unutuyoruz.
—Jorge Luis Borges
İlkinde, Tampico’nun kuzeyindeki yolda,
Hayatın içimden kayıp geçtiğini hissettim,
çölde bir davul, duyması gittikçe zorlaşıyordu,
Yedi yaşındaydım, arabada uzanırdım,
palmiyelerin mide bulandırıcı geçişini izlemek camdan
Karnım ikiye bölünmüş bir kavundu tenimin içinde.
“İnsan nasıl anlar ölmeye yakınlaştığını?”
Yalvardım anneme.
Yol üzerindeydik günlerdir.
Garip bir güvenle yanıtladı,
“Artık yumruk yapamadığı zaman.”
Yıllar sonra gülümsüyorum o yolculuğu düşündüğümde,
ayrı gayrı geçmek zorunda kaldığımız sınırlar,
yanıtsız acılarla mühürlenmiş.
Ölmemiş olan ben, hala yaşıyor olan,
hala bütün sorularımın dibinde, arka koltukta uzanan,
küçücük bir eli sıkıp sıkıp açmak.
Making a Fist
We forget that we are all dead men conversing with dead men.
—Jorge Luis Borges
For the first time, on the road north of Tampico,
I felt the life sliding out of me,
a drum in the desert, harder and harder to hear.
I was seven, I lay in the car
watching palm trees swirl a sickening pattern past the glass.
My stomach was a melon split wide inside my skin.
“How do you know if you are going to die?”
I begged my mother.
We had been traveling for days.
With strange confidence she answered,
“When you can no longer make a fist.”
Years later I smile to think of that journey,
the borders we must cross separately,
stamped with our unanswerable woes.
I who did not die, who am still living,
still lying in the backseat behind all my questions,
clenching and opening one small hand.
Naomi Shihab Nye (d. 1952, St. Louis, Missouri), Filistinli bir baba ile Alman-İsviçre kökenli Amerikalı bir annenin kızı olarak dünyaya geldi. Çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını hem Kudüs’te hem de San Antonio, Texas’ta geçirdi. San Antonio’daki Trinity University’de lisans eğitimini tamamladı.
Nye, hem kişisel kökenlerinden hem de yaşadığı coğrafi ve kültürel çeşitlilikten beslenen şiiriyle Amerikan şiirinin özgün seslerinden biridir. Kendi ifadesiyle, şiirlerinin temel kaynağı “yerel yaşam, sokakta karşılaşılan insanlar ve gündelik hayatın küçük ayrıntıları”dır. Bu yaklaşımıyla eleştirmenler tarafından “hem uluslararası ölçekte hem de içsel bir bakışla yazan” bir şair olarak tanımlanmıştır. 1970’lerde yayımladığı Tattooed Feet (1977) ve Eye-to-Eye (1978) adlı ilk şiir kitaplarından itibaren “gezgin şair” kimliğiyle öne çıkan Nye, farklı kültürler ve yolculuk deneyimlerini merkeze almıştır. İlk kapsamlı şiir kitabı Different Ways to Pray (1980), farklı kültürlerin dua biçimleri üzerinden ortak insani deneyimlere odaklanır. Ardından gelen Hugging the Jukebox (1982), Yellow Glove (1986), Red Suitcase (1994) ve Fuel (1998) gibi eserleriyle hem günlük hayatın ayrıntılarından hem de Filistin-İsrail çatışması gibi küresel sorunlardan beslenen bir şiir dili kurmuştur.
2001 sonrası dönemde, 11 Eylül saldırılarının ardından Arap kökenli Amerikalıların sesi olarak öne çıkmış, önyargılara karşı şiirle yanıt vermiştir. Bu dönemde yayımladığı 19 Varieties of Gazelle: Poems of the Middle East (2002), Ulusal Kitap Ödülü finalisti olmuştur. Daha sonraki eserleri arasında You and Yours (2005), Transfer (2011), Voices in the Air (2018) ve The Tiny Journalist (2019) yer alır. Nye yalnızca yetişkinler için değil, çocuk ve gençler için yazdığı eserlerle de tanınır. Sitti’s Secrets (1994) ve genç yetişkin romanı Habibi (1997) ile kültürel duyarlılığı ve iki kültür arasındaki yaşam deneyimini edebiyata taşımıştır. Ayrıca çok sayıda antoloji derlemiş, dünya şiirini farklı dillerden okuyuculara ulaştırmıştır.
Sanat yaşamı boyunca Lavan Ödülü, Paterson Şiir Ödülü, Lee Bennett Hopkins Şiir Ödülü, Robert Creeley Ödülü, Guggenheim ve Lannan Vakfı bursları gibi birçok ödül ve burs kazanmıştır. 2010–2015 yılları arasında Amerikan Şairler Akademisi’nin danışman şairleri arasında yer almış, 2019–2022 yılları arasında ise Poetry Foundation tarafından “Young People’s Poet Laureate” unvanıyla onurlandırılmıştır. Naomi Shihab Nye hâlen San Antonio, Texas’ta yaşamaktadır ve Texas State University’de yaratıcı yazarlık dersleri vermektedir. Onun şiiri, kültürler arasında köprü kuran, gündelik yaşamın sıradan görünen ayrıntılarında evrensel bir insani zenginlik bulan bir şiir olarak tanımlanır.