Yel

Esra Asar

seni kandıramadım kimseyi kandıramadım sayılır
hatalarımın tümünü dök ortalığa arabaların lastiklerine yapışsın götürülelim nereyeyse
yağmurun altında aptal sandaletleriyle turistler
artık kimse sinirli sinirli rusça konuşmasın, zaten mevsimi geçti

belde hançer, sevgili delikanlılarım içlerinde büyütürler bahçeleri nar dikmek için
KORKUSUZCA
bağırış ve küfürlere yaptıkları da budur
çiçek çizilmiş demlik götürürler ilk hediye
bozkırda beraber ağlayacak birini ararlar

her şey nasıl gömüldü yaşamımızda sen söyle şarkıları, okul sıralarını geniş alnın dolmuş (keşke benimle) hikayeler anlatıyorum dinlenmiyor hiç güzel bi köprü görmemişim mesela sabahları saçlarımı toplamadım asla tüfekler subay unvanı içimi hoş eder

son yüzyılda
dağlar, denizler, bizans kaleleri bile durulur ben niçin? ben neyi beklerim?
gece yarıları yalın ayak bir taşa oturmuş
eteğimde dört nar, iki ayva ev de çok yakın çeşme de
pencereden sesini duyar in-cin
ama sen yüzünü neyle örtmüşsün kaşın gözün belli değil
karsız kuru soğuksun hep şehrimde dolaşan
sarı oğlansın seninle biz kalkıp gideceğiz
16.19’da

En Yeniler

İnce Gezmelik – Osman Erkan

dönerken dünya mavi bir ses çıkarır, o sesi şairden başkası...

Bir Şairin İzleri: Nilgün Marmara Belgeseli

Yönetmenliğini Tolga Oskar’ın üstlendiği Nilgün belgeseli izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor....

İki Şairin Filmi: Tekerleme (1984)

Leyla Bayrı 1984 yapımı Tekerleme, Merlyn Solakhan’ın Berlin Film ve...

Ozan R. Kartal ile Haydi Etek Giyelim üzerine Söyleşi – Ceren Avşar

Ceren Avşar   “Roald Dahl’ın Charlie’nin Çikolata Fabrikası kitabındaki her yöne...

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek...

Renk, Şiir ve İstanbul: Burhan Uygur’un Resim Dünyası

Burhan Uygur, Türkiye resim sanatında 1970–1990 döneminin en kendine...

Benzer İçerikler

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek denilen an daha çok başını çeviremediğin gökyüzü seninmiş gibi yapabilmek ile ilgili tamam doluyorum her şeye / boğum boğum grileşen şovalye...

Soğuk bir Noel Armağanı – Levent Karataş

bana noel’de verdiğin lavanta sabununu henüz kullanmadım ada sabahı kedilerle kahvaltı etmeden evvel verdiğin o soğuk armağanı bisikletlere bakıp cılız güneşlere aldanmış çiçek dallarını fotoğrafladığımız günün...

Mektūb – Reşit İmrahor

      Hânendesin. Yemin billarz hânendeyim. Yağmur yağmadan damlaların tizini duyuyorum, sen o tarz dinliyorsun diye. Cönkümde yazıldığı üzere; benim sana duyduğum şahane bir hayranlığım var. Ey gözleri maralım, saçları karamelam. Ey dudakları...