Maça Merasimi

Melih Bera Ermiş

bu kamaranın avizeleri ekşitiyor yüzümü
yapış yapış viskiyi maharetle kuşanıyorum
usulca kayamıyorum artık kodaman parmaklarından,
çelikten kasalar açmak gaddar.
nasır tutmuş parmakları
üzerime nasır dokuyorum.
alnımdan akan ter, okyanusta damla oluyor.
alnım parlar, alnım patlar, alnım beni kaybediyor
ben alnımı zaptediyorum.

saf alüminyumdan broşumun üstüne ateşten bir varil çizdirmişler
gitmiş ruhumun en inci hayali.
kraliçe çoktandır veda etmiş buralara
ben elizabeth’i arıyorum.

insin şu mavi kuşak dizlerimden
gözlerimin korkuluk kenarlarında terk edilmiş feri
alsınlar boyumun ölçüsünü de dinsin.
söylesinler ve de, kimdir
hangi atamdan keramettir bu lanet?
nedir yazması gerdanına düşmeyen kocakarının porselenlerini raksettirmeyen üstümde
nedir beni bu gece bir kısa LM yanında yatırmayan nefret
nedir bu gece bu kart soluk, bu selestial inlemesi ağzı mühürlü kadının?

dur.
bu gece bir başka
değilse de ben 48’den sonra ilk kez ağlayacağım
başka ağlayacağım, sesim yankılanmayacak gövdemde
hiç doğmamış kızımın babasıymışımcasına
çam ağacında ıhlamur koklamak için
bir pusulayı kıracağım

pörsümüş eflatundan kadifeyi zımparalıyor şimdi bir naylon ve demir
bir elimde kabza avcuma vuruyor. direniyor, diretiyor söyleyecek son sözü:
bağırıyor “şerefe” diye, ah
sonra yine ayaklarına kapanmışım, aforozuna…

maça merasimi. yeniden başlıyor.
susuyorum.
as ve papaz konuşuyor.

En Yeniler

Sözün Ateşle Yazıldığı: Suriyeli Şair Adonis

Firuze Tekbülé Arap edebiyatının modernist yanını temsil eden Adonis, yalnızca...

Babannem ve Beyblade – Hasan Ay

Bir insan keşiş değilse neden Everest’e tırmanır hiç anlamadım....

Hipertekst Bağlamında Şiirsel Bir Müdahale: Seyhan Erözçelik’in Geyikli Gece Yorumu

İnceleyen:Dilek Işık Hipertekst, bir metnin başka metinlerle çok katmanlı ilişkiler...

Keşfedilecek Bir Hayat Bu Paylaştığımız Bilinmezlerle Dolu Gizemli Silsile Ve Ben De Korkuyorum En Az Senin Kadar – Beste Kaynar

      gelecek önümde bilinmeyen dalgalar ve bana yabancı sular. tanımaya çalıştığım taşlı...

Hey! Diyen Bir Şairin Kırılgan ve Canlı Söylemi: Serdar Solkun’la Şiir Üzerine

Söyleşi: Azimet Avcu Serdar Solkun’un şiiri, okurla kurduğu samimi ve...

Evrenden İçe, İçten Evrene Ezgiler: Abdullah Kaymak

Ozan R. Kartal     İstanbul’un tarihî bir avlusunda, günün son ışıklarının...

Benzer İçerikler

Mor bir bilincin ötesine dokunmak istemenin* – Kadir Çakır

    hiçbir kara kedi sığamadıysa evimizin yarıklarına aynı noktada buluşmuş tortumuzun ne suçu var sanki bir yüzyıl kadar uyumadın- kimya ve tabletler, yakın geleceğin zorluğunu netleştirdiği için mi böyle...

Müsennâ – Ecesu Alarçin

Emir ve Nazlı'ya   I-Savaş İsimleri Yarım kalmış bir mektuptan: “Savaş isimlerini unutturma, Sakın beni de… … gibi unutma — beni kayaların altına yaz — beni heykeltraşların gözünden sil — beni isimsiz...

REMORSE CODE< - Azimet Avcu

1. Şimdi durmaktadır orada, karıncalı yeşil ekran; Meyve posalarının, çeşitli kremlerin yüzümüzde gezindiği, Kabarmakta olan derimizin, ufalanarak elimize döküldüğü, Ponza taşlarının ayağımızı aşındırdığı, Eski sözlerin yenileriyle değiştiği üzücü doğrular...