Her notasında hüzün, hasret ve içten bir samimiyet taşıyan Yavuz Çetin’in mirası, 25 Eylül 2025’te yayımlanan “25 Eylül (Acoustic Versions)” albümüyle daha da derinleşiyor. Sanatçının doğum günüyle aynı tarihte çıkan bu özel albüm, bugüne kadar resmi kanallarda arşivlenmemiş ve temiz kayıtları bulunmayan on parçayı dinleyiciyle buluşturuyor.
Albüm, yalnızca akustik versiyonları değil, aynı zamanda yüksek kalitede restore edilmiş “temiz kayıt”ları da içeriyor. Ayrıca her şarkıya eşlik eden arşiv görüntüleri, bu deneyimi işitsel olduğu kadar görsel bir anmaya dönüştürüyor.
Albümde Neler Var?
-
Oyuncak Dünya (Akustik)
-
Hatırlamıyorum (Akustik)
-
Göklerin Altında (Akustik)
-
Gerçek Aşk (Akustik)
-
Sevgimi Ver (Akustik)
-
Sevgimi Ver (Smokey – Akustik)
-
İstanbul’a Ait (Akustik)
-
Funky
-
Anka
-
Hiç Düşünmezsin
Bir Hayat, Bir Ruh
1970’te Samsun’da doğan Yavuz Hilmi Çetin, müziğe cura ve bağlama ile adım attı; 15 yaşında elektro gitarla tanışınca kendi yolunu buldu. Haydarpaşa Lisesi yıllarında Ercan Saatçi ile kazandığı yarışmadan, Marmara Üniversitesi Müzik Bölümü’nde başlayıp yarım kalan eğitimine; Blue Blues Band’de Batu Mutlugil ve Kerim Çaplı ile sahne paylaştığı yıllardan, solo çalışmalarında özgün bir dil kurmasına kadar her aşama onun müzikal karakterini yoğurdu.
1997’de çıkan İlk albümüyle sesini duyuran Çetin, 2001’de tamamladığı fakat göremediği Satılık ile Türk rock tarihine adını yazdırdı. “Oyuncak Dünya”, “İstanbul’a Ait”, “Sadece Senin Olmak” gibi şarkılar hâlâ kulaklarımızda dolaşıyor. Kısa ama yoğun bir hayatın ardından 2001’de aramızdan ayrılan Çetin, ardında birkaç albümden çok daha fazlasını; gitarın ve sesin ruhunu bıraktı.
Bu Albüm Neden Önemli?
“25 Eylül (Acoustic Versions)”, Yavuz Çetin’in hâlâ keşfedilmeyi bekleyen yönlerini gün yüzüne çıkarıyor. Akustik düzenlemeler sade, çıplak ve doğrudan; dinleyiciyle samimi bir bağ kuruyor. Özellikle “Sevgimi Ver (Smokey – Akustik)”, parçanın çoğul ruhunu ortaya koyarken, “temiz kayıt” olarak daha önce ulaşılmaz olan versiyonların güncellenip paylaşılması, hayranlar için yıllar sonra gelen bir kavuşma hissi yaratıyor.
Geçtiğimiz Ağustos ayında düzenlenen “Ustalara Saygı: Yavuz Çetin Anma Senfonisi” konserinin ardından başlayan geri sayım, bu albümle taçlandı. Bir kutlama, bir anma ve bir yeniden doğuş bildirgesi niteliğinde.
Yeniden Yankılanan Ses
Yavuz Çetin’in mirası — gitar tekniği, melodi üslubu, sesi ve samimiyeti — hâlâ yeni müzisyenlere yol açıyor. “25 Eylül (Acoustic Versions)”, yalnızca bir albüm değil; geçmişe açılan bir pencere, belleğe tutulan bir ışık.
Şimdi onun sesi yeniden yankılanıyor. Dinlerken sadece bir gitarın tellerine değil, geçmişin enkazından çıkan saf duygulara da dokunuyoruz.