Süt Zehir

Kader Demirok

artık kötülerin daha fazla olduğunu öğretiyorlar okullarda

-okullardan ve öğretmenlerden özür dilerim-
dünya tarihi kalabalık bir eski defterler yığını

fethetti, hükmetti, çatıştı, kazandı, topraklarına kattı

-rasyonelize edilmemiş kalpler için ek açıklama-
şunu mu demek istediniz: nesillerdir bizi kılıçtan geçiriyorlar

torunlardır nerede başladı kesik bulamıyoruz/seninle başlamadı/
bugün doğan bebekten dün ölenin hesabını soruyorlar
taze bir umut, el değmemiş vicdan, öteki sevgisinden evvel
ilk altı ay anne sütü,
sonra iyice sulandırılmış tarih ve kimlik bilinci
kursaklarına kaşık kaşık, nefret olarak kusuyorlar
açlığın yerine ölüm korkusu
bayrakları ve sınırları emzik niyetine
dağların ardını, dağların içini, dağları bizzat
dağlar, karşı kaldırımda yürüyen yabancı tedirginliği
içimize düşürüyorlar
kapımızın boyası silindikçe tazeleniyor,
nesillerdir bizi kurşuna diziyorlar
kızlarımız anca analar, cepheye mermi taşır gibi analar
ha babam doğurunca madalyonlu analar
üç yetmez dört analar
şehit anaları, mukaddes analar, cefakâr analar
oğlanlarımızın her biri tezkere sil baştan

çocukların varlığını armağan etmediği bir dünya tahayyülü

-onlar armağan değil kurban istiyorlar-
bütün ölülerin gözlerini geri açıyorum

ellerimle ve kapatışımdan hoyrat
bıraktıkları dünyayı görmeleri gerek
konuşmamız gerek ölünün arkasından
ben savaşmam, ben silahları anlamıyorum
ben john lennon’a inanıyorum, I am not the only one
fetihlerinizi, cihatlarınızı, halkları ve hanedanları
savunmaya amenna,talana kalkan kılıçlarınızı
kıtalar ötesi demokrasi nakliyesine öfkeli torunların
nizamıalem diye sınır boylarını zorlamışlığa sevdasını
ben anlamıyorum, konuşmamız gerek ölünün arkasından
usanç nehri bu haritalarda akan
mezarlarınızda taşlaşmış öldürme hırsı
mirasınız bedenlerimizin hafızasında histeri

allah milletimize ve devletimize zeval vermesin,
iyelik eklerini kaldırdığımda tepeyi terk edeceksiniz

ağaçlar küfretmez nesline
görülmedi hiç uzanıp kendi dalını kestiği
soyağaçları buduyor kendini, dilleri yılan
beni rüyalarımda vatana ihanetten ihbar ediyorlar
ben hiçbir örgüte zerre yardımcı olmadım
ne bir rabbe ne de bir millete af borcum var
başka dilde şiir yazabilsem senden de geçerim türkiye
ama ne emebiliyorum ne reddedebiliyorum bu memeyi

beyefendi bir önceki yüzyıla ait, indirelim.

En Yeniler

İnce Gezmelik – Osman Erkan

dönerken dünya mavi bir ses çıkarır, o sesi şairden başkası...

Bir Şairin İzleri: Nilgün Marmara Belgeseli

Yönetmenliğini Tolga Oskar’ın üstlendiği Nilgün belgeseli izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor....

İki Şairin Filmi: Tekerleme (1984)

Leyla Bayrı 1984 yapımı Tekerleme, Merlyn Solakhan’ın Berlin Film ve...

Ozan R. Kartal ile Haydi Etek Giyelim üzerine Söyleşi – Ceren Avşar

Ceren Avşar   “Roald Dahl’ın Charlie’nin Çikolata Fabrikası kitabındaki her yöne...

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek...

Renk, Şiir ve İstanbul: Burhan Uygur’un Resim Dünyası

Burhan Uygur, Türkiye resim sanatında 1970–1990 döneminin en kendine...

Benzer İçerikler

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek denilen an daha çok başını çeviremediğin gökyüzü seninmiş gibi yapabilmek ile ilgili tamam doluyorum her şeye / boğum boğum grileşen şovalye...

Soğuk bir Noel Armağanı – Levent Karataş

bana noel’de verdiğin lavanta sabununu henüz kullanmadım ada sabahı kedilerle kahvaltı etmeden evvel verdiğin o soğuk armağanı bisikletlere bakıp cılız güneşlere aldanmış çiçek dallarını fotoğrafladığımız günün...

Mektūb – Reşit İmrahor

      Hânendesin. Yemin billarz hânendeyim. Yağmur yağmadan damlaların tizini duyuyorum, sen o tarz dinliyorsun diye. Cönkümde yazıldığı üzere; benim sana duyduğum şahane bir hayranlığım var. Ey gözleri maralım, saçları karamelam. Ey dudakları...