1.
Şimdi durmaktadır orada, karıncalı yeşil ekran;
Meyve posalarının, çeşitli kremlerin yüzümüzde gezindiği,
Kabarmakta olan derimizin, ufalanarak elimize döküldüğü,
Ponza taşlarının ayağımızı aşındırdığı,
Eski sözlerin yenileriyle değiştiği üzücü doğrular yaşamaktayız.
Sesimiz durulmakta, kulaklarımız işlevsizleşmektedir;
Yanımızda gezdirdiğimiz dil sözlükleri anlamını yitirmiştir.
Utanmak ya da sahici yalanlara duyulan ihtiyaç,
Kurtarılmak istemezken uzatılan tahta —evet, tahta!—
Yanılmak burada tarihsel olarak incelenebilir.
Seyahatnameler, günlükler, anı defterleri;
Yaşamaktan eksik kalınan takvim yaprakları,
Külfeti ayrık, görgüsü eksik söz kalabalıkları—
Mutlak doğru ve yanlışın sorgulandığı—
Sahicilikten uzak gerçekler kol gezmektedir.
2.
Yaşam belirtilerinin yeri, şimdilerde sırıtmalar ötesinde;
Bireysel savunmalar bizi hiçbir zaman aklamayacak.
O yancının içtiği her sigara canını sıkacaktır;
O raptiyenin tuttuğu her müsvedde yerini yadırgayacaktır;
O çiviye vurulan her keser sırtı, yüzünü asacaktır.
Yokuşun başı, denizin dibinde bekleyen şüphe;
Bu kapıları arkaya kadar açılmış karanlık kâbus;
İyi polis, kötü polis, çirkin polis—
Başa dönmenin yollarını aramaktayız.
3.
—Çizginin geldiği yerin kıymeti bilinmelidir—
Kıymetin inşası, farkındalığın özrü
Başa dönüp, yetişkin bir ayvayı ısırmak yeniden,
Yatağa kıvrılıp, cenin pozisyonunda bekleme biçimleri
O düzeltilemez elektrokardiyografi BURADAN başlıyor.
Dünya algısı, korunmayı bilmeyen taşralı çocuklar;
—İÇGÜDÜSEL VE FARKINDA OLMADAN—
Pişmanlık kodunu her DEFASINDA yanlış tuşluyor