Kültürün Hafızası Kapalı: Taha Toros Arşivine Neden Erişilemiyor?

Taha Toros’un adı, yalnızca Adana’nın kültürel belleğinde değil, Türkiye’nin arşivcilik tarihinde de önemli bir yer tutar. Onun ömrü boyunca biriktirdiği belge, mektup, kupür ve nadir efemera koleksiyonu, bu ülkenin düşünce ve kültür tarihine bırakılmış nadide bir emanettir. Ancak bu emanet, ne yazık ki bir süredir raflarda değil; karanlık bir dijital unutkanlık çukurunda bekletiliyor.

2008 yılında Bilim ve Sanat Vakfı bünyesinde kurulan İstanbul Şehir Üniversitesi, bu kıymetli arşivi dijitalleştirerek araştırmacılara sunmuştu. Üniversite, kapatıldığı 2020 yılına kadar bu koleksiyonu büyük bir özenle erişime açık tuttu. Ne var ki Şehir Üniversitesi kapatıldıktan sonra, arşiv Marmara Üniversitesi’ne devredildi ve kısa bir süreliğine yeniden erişime açıldı. Ancak bu sevinç uzun sürmedi. Aradan yıllar geçmesine rağmen bugün 54 bini aşkın belgeden oluşan Taha Toros Arşivi’ne yeniden erişim sağlamak mümkün değil. Bu, yalnızca teknik bir aksaklık değil; kültürel bir çöküştür.

Marmara Üniversitesi, Türkiye’nin en eski ve köklü üniversitelerinden biri. Siyasi rüzgârlarla kapanan bir vakıf üniversitesinin başardığını sürdürememesi, affedilebilir bir idari kusur değil, doğrudan bir kamu sorumluluğu ihlalidir. Bir araştırma üniversitesi olma iddiasındaki bir kurumun, böylesine zengin ve özel bir koleksiyonu dijital ortamda yaşatamaması, arşiv bilincinden, kültür hafızasından ve akademik ciddiyetten ne denli uzaklaştığını gözler önüne seriyor.

Bu bir ihmalkârlık değil, bir suskunluk suçudur.

Taha Toros Arşivi, yalnızca eski gazete kupürlerinden ibaret değildir. O arşiv, Ahmet Haşim’in gölgede kalmış mektuplarını, Bedri Rahmi’nin ilk denemelerini, Yahya Kemal üzerine yapılmış özgün incelemeleri, Anadolu’nun yerel tarihine dair paha biçilmez gözlemleri içinde barındırır. Bu belge ve notlar, bugün kültür tarihçilerinin, edebiyat araştırmacılarının ve genç akademisyenlerin en temel kaynakları arasında yer alabilir. Ama artık erişilemeyen bir hayalden ibaretler.

Eğer bir üniversite, kendisine emanet edilen böylesine önemli bir koleksiyonu halkla, araştırmacılarla ve öğrencilerle buluşturamıyorsa, neyi savunmaktadır? Kimin hizmetindedir? Arşivlere erişimi kapatmak, geçmişi karartmak, kültürle bağı koparmaktır.

Marmara Üniversitesi’ne açıkça soruyoruz:

Taha Toros Arşivi şu an nerede? Neden erişilemiyor? Ve daha önemlisi: Bunun hesabını verecek bir irade var mı?

En Yeniler

Sözün Ateşle Yazıldığı: Suriyeli Şair Adonis

Firuze Tekbülé Arap edebiyatının modernist yanını temsil eden Adonis, yalnızca...

Babannem ve Beyblade – Hasan Ay

Bir insan keşiş değilse neden Everest’e tırmanır hiç anlamadım....

Hipertekst Bağlamında Şiirsel Bir Müdahale: Seyhan Erözçelik’in Geyikli Gece Yorumu

İnceleyen:Dilek Işık Hipertekst, bir metnin başka metinlerle çok katmanlı ilişkiler...

Keşfedilecek Bir Hayat Bu Paylaştığımız Bilinmezlerle Dolu Gizemli Silsile Ve Ben De Korkuyorum En Az Senin Kadar – Beste Kaynar

      gelecek önümde bilinmeyen dalgalar ve bana yabancı sular. tanımaya çalıştığım taşlı...

Hey! Diyen Bir Şairin Kırılgan ve Canlı Söylemi: Serdar Solkun’la Şiir Üzerine

Söyleşi: Azimet Avcu Serdar Solkun’un şiiri, okurla kurduğu samimi ve...

Evrenden İçe, İçten Evrene Ezgiler: Abdullah Kaymak

Ozan R. Kartal     İstanbul’un tarihî bir avlusunda, günün son ışıklarının...

Benzer İçerikler