Dilsiz Taklitleri – Ozan R. Kartal

senli günlerin alıp götürdüğü bir aklım vardı
gözlerim buğusuz da görürdü
ağzım yuvarlanmazdı konuşurken
şiirler söylerdim, şakalarım gülümsetirdi
az bakardım boşluğa
şimdi uzun boylu bir boşluğum
yani bilmediği her şeyi unutan biri
renkli yünlerden icat olunmuş ruhumda
sarı ve koyu maviden başka bir şey kalmadı
gözümdeki öyle bir gözlük ki
seni de göremiyorum şumusla birlikte
hepsinin üstesinden gelebilirdim belki teker teker
ama bütün bunlar bir arada oldu
hep
dedenin öldüğü hastanede doğdum
hep
uzattım diye sakallarımı
hep
sadece sabahları çaya şeker atıyorum diye

doğruyu bulmaktan daha kolaymış yanlışa alışmak
tembel günlere kurban ettim seni tembel yıllara
şimdi görsek bu bir tam bir yarım yılı
düzelen cildi, gofret ambalajlarını
bütün hiç ayrılmamaların cezası olarak
dilini biliyorum bu dilimi bildiğin demektir
biliyorum seni ve niğdeden biten numaranı
temmuzu, karpuzu, parça parça örülmüş çantayı

dünyadaki bütün viskiyi ben içmiştim
gazi mahallesinde bir militanın yaş günüydü
mumla arıyorum orda telefonla aradığımı
zırhsız, kalkansız bir ben imajına belki de
ilk defa o zaman şahit ettim seni ben

hep oydum
kendimi bulup bir yerlerden doğurmam gerekti
seni toprağa girene kadar bir daha yormamam
borçlarımı ödedim kendimi buldum, doğdum
niçin varız bana inanmayacaksan?

öldün diye korkmuştuk
öldün diye korkmuştum
kendi kendine konuşanlar
birbirleriyle konuşsalar
belki de her şey daha sağlıklı olur diye
düşünüp durmuştum

şimdi
öyle bir yerdeyim ki konum bile atamam
öyle bir minare ki senin sesinle çağlar ezan
tek kişiden cemaat olmaz diyenlere inat
bir adam dans ediyor aşka taparak

ve orada sevgililer
istanbul’un fethedildiği yerleri yürür halde geçiyorlar
dilsiz taklitleri yaparak

En Yeniler

Sözcükler Dergisi’nin 118. Sayısı Yayınlandı

Basın Bülteninden 2003 yılının Kasım ayında iki arkadaş, Burhaniye Ören’e...

Türk Sinemasında Entelektüel Bir Pencere: Reha Erdem’in A Ay Filmi Üzerine

İnceleyen: Azimet Avcu Reha Erdem’in A Ay (1988) adlı filmi,...

Tim Burton: Halloween Dehası

Gökçe Hilal Tırpan Gotik bir masal anlatıcısı, karanlığın içine mizahı...

Kapanan Tiyatro Kulübünün Oyunu: Ermişler Ya Da Günahkârlar

  Yıldız Teknin Üniversitesi - Yıldız Sahnesi Tiyatro Kulübü geçtiğimiz...

Reşit İmrahor’un “Kuvve’den Fiil’e” Kitabı 32 Yıl Sonra Tekrardan 160. Kilometre Tarafından Yayınlandı

Basın Bülteninden Reşit İmrahor 23 Ekim 1993’te TRT 2’de Enis...

Aforozun Gözünden – Gökçe Hilal Tırpan

tanrıdan düşmüş bir yankı cesaretimi savuşturdu teslimiyetin bu denli acımasız...

Benzer İçerikler

Aforozun Gözünden – Gökçe Hilal Tırpan

tanrıdan düşmüş bir yankı cesaretimi savuşturdu teslimiyetin bu denli acımasız olmasına inanamıyorum gri bir denizde ellerimi hiçliğe açıp ettiğim dualar sesimi evrene salma arzusuydu ışık bir hatırlama biçimi hüzmelerde...

Solgun* – A. Afrail Gök

elimde kaygılarından solgun bir gül varbir buket mor sümbülgecenin göremeyeceği umutları, bitkileri topladımgüzelleştireceğim, ölümsüzleştireceğim güzel gülenleri ve sizler eksik çocuklar solukları kesikayakkabıları yırtık, gözleri çekik çocuklara...

Ama En Çok Bulantı – Onur Ocak

Günlerim böyle aynı olmasa Uyusam, uyusam Dünyanın anlamsızlığına ve buna gücenikliğime kısa bir mola Ona herhangi bir tanımla saldırma zahmetinde bulunmadan Aldım, dönüştürdüm Kafa kalınlığımı kalp dayanıklılığıma göre Beni o...