Azimet Avcu
Twitter’da yeni ismiyle X’de dolaşırken bir kullanıcının İyi Şeyler Yayıncılıkla ilgili bir kitap seti fotoğrafına denk geldim. Sırtlık kısmı olmayan kitapçıklar ahşap bir kutu içindeydi. Önce yeni bir yayınevi sandım ama internette biraz gezinince öyle olmadığını anladım. Tamamen çeviri şiir odaklı olan bu yayınevi çevirilerin yanında estetiğe de önem verdiği aşikardı. Necdet Dümelli’nin yazısını, ekşi sözlük entrylerinin, nadir kitap ve kitantik gibi sahafların e ticaret yaptığı sitelerde saatlerce kitapların kapaklarını ve bazı yerlerde iç kısımlarını inceledim. Bu noktada bir hatırlatma adına bu yazıyı yazmak istedim. Necdet Dümenli’nin anlattığı gibi, kalın ciltlerin arasında görünmez olan incecik, sırtsız, çoğu zaman tel dikişli ya da farklı ebatlı kitaplar, aslında en dikkat çekici olanlardır. İyi Şeyler Yayıncılık’ın Şiir Dizisi de işte böyle kitaplardan oluşuyor: 10 × 20 cm boyutlarında, özenle basılmış, zarif ama inatla kendini saklayan. Onları gören, şiirin gizli estetiğini görüyor; onları bulan, yalnızca bir okuma değil, bir nesne deneyimi yaşıyor.
Bu yayınevinin varlığı, raflara saklanmış bir şiirsel hatıradır. Bir bakıma, “görülmek istenen şey, saklanan şeydir” düşüncesini doğrular.

1. İyi Şeyler Yayıncılık
1991’de İrlandalı fotoğraf sanatçısı ve reklamcı R. Paul McMillen tarafından İstanbul’da kuruldu. Yayın yönetmenliğini Cevat Çapan‘ın yürüttüğü yayınevinin ilk kitabı, Judith Herzberg’in Sanki adlı şiir derlemesinin Ülkü Tamer çevirisiydi. Daha ilk andan itibaren hem seçtiği metinlerle hem de özenli tasarımıyla öne çıkan İyi Şeyler, 1990’ların başındaki Türk yayıncılığına taze bir soluk getirdi. Kitap kapaklarından tanıtım afişlerine ve ayraçlarına kadar her ayrıntıya gösterilen titizlik, yayınevini dönemin estetik açıdan en dikkat çekici girişimlerinden biri hâline getirdi.
Şiir çevirilerindeki çeşitlilik ve cesur seçimleriyle de bilinen İyi Şeyler, Sohrab Sepehri, Abdul Vahap El-Beyati ve Zahrad gibi Türkiye’de az tanınan şairleri okurla buluşturdu; Manitu’nun Sesi: Çağdaş Amerikan Kızılderili Şiiri gibi özel antolojiler yayımlayarak alanı genişletti. Zamanla Enis Batur, Cem Akaş ve Selim İleri gibi yazarların düz yazılarını da kataloğuna ekleyen yayınevi, hem nitelikli edebiyatı hem de grafik tasarımda inceliği bir araya getiren özgün çizgisiyle Türk edebiyat dünyasında kalıcı bir iz bıraktı. Tamamen şiirden oluşan bu dizide 74 kitap yer almıştır. Bu kitapların tam listesi aşağıdaki gibidir;
- Judith Herzberg – Sanki, Çev.: Ülkü Tamer, Mayıs 1991
- Salvatore Quasimodo – Gün Gün Üstüne, Çev.: Egemen Berköz, Mayıs 1991
- Federico Garcia Lorca – Ne Garip Federico Adında Olmak, Çev.: Erdal Alova, Mayıs 1991
- Giuseppe Ungaretti – Şiirler, Çev.: Cevat Çapan, Mayıs 1991
- Bertold Brecht – Sevgililer, Çev.: Turgay Fişekçi, Haziran 1991
- Lewis Carroll – Köpan Avı, Çev.: Barış Pirhasan, Haziran 1991
- William Butler Yeats – Her Şey Ayartabilir Beni, Çev.: Cevat Çapan, Haziran 1991
- Pablo Neruda – Gölge Bile Yalnız, Çev.: Erdal Alova, Haziran 1991
- Kenneth Rexroth – Aşk ve İsyan, Çev.: Güven Turan, Aralık 1991
- Matsuo Başo, Yosa Buson, Kobayashi Issa – Başo’dan Buson’dan Issa’dan Haikular, Çev.: Cevat Çapan, Aralık 1991
- Eugène Guillevic – Öklidgiller, Çev.: Erdal Alova, Aralık 1991
- Arthur Rimbaud – Tufandan Sonra, Çev.: Can Alkor, Aralık 1991
- Andrey Voznesenski – Şiirler, Çev.: Mehmet H. Doğan, Ocak 1992
- Abdul Vahap El-Beyati – Şiirler, Çev.: Turgay Gönenç, Şubat 1992
- Alice Walker – İyi Geceler, Willie Lee, Çev.: Ahmet Nazım, Levent Soysal, Mart 1992
- Osip Mandelştam – Vedalaşmaların İlmini Yaptım Ben, Çev.: Cevat Çapan, Seyhan Erözçelik, Ekim 1992
- Anna Ahmatova – Şiirler, Çev.: Mazlum Beyhan, Ekim 1992
- Aleksandr Blok – Şiirler, Çev.: Azer Yaran, Ekim 1992
- Robert Desnos – Seni Öylesine Düşledim, Çev.: Eray Canberk, Ekim 1992
- Rainer Maria Rilke – Duino Ağıtları, Çev.: Can Alkor, Haziran 1993
- André Verdet – Ölü Doğa, Çev.: Samih Rifat, Haziran 1993
- Octavio Paz – Güneş Taşı, Çev.: Ali Cengizkan, Kasım 1993
- Eleni Vakalo – Soyağacı, Çev.: Cevat Çapan, Kasım 1993
- Zahrad – Yağ Damlası, Çev.: Ohannes Şaşkal, Kasım 1993
- Miroslav Holub – Sınırsızdır Şiir, Çev.: Güven Turan, Kasım 1993
- Guillaume Apollinaire – Orfe’nin İzinde, Çev.: Ergin Ertem, Kasım 1993
- Ingeborg Bachmann – Ertelenmiş Zaman, Çev.: Ahmet Cemal, Kasım 1993
- Raymond Carver – Sessiz Geceler, Çev.: Cevat Çapan, Kasım 1993
- Mario Luzi – Sevdiğim Kadınsa Müzik, Çev.: Işıl Saatçıoğlu, Kasım 1993
- Boris Pasternak – Kızkardeşim Hayat (Yaz 1917), Çev.: Azer Yaran, Kasım 1993
- Jules Laforgue – Sevdalılar, Çev.: Metin Cengiz, Kasım 1993
- Robert Frost – Ateş ile Buz, Çev.: Suphi Aytimur, 1994
- Mihail Lermontov – Deniz Kızı, Çev.: Azer Yaran, Kasım 1994
- Edmond Jabes – Biricik Bir Son Kaygısı, Çev.: Enis Batur, 1994
- Sohrab Sepehri – Suyun Ayak Sesleri, Çev.: Şirin Mehran, Işık Tabar Gençer, 1994
- Paul Celan – Ölüm Fügü, Çev.: Ahmet Cemal, Kasım 1994
- Tomas Tranströmer – Ateş Karalamaları, Çev.: Cevat Çapan, Kasım 1994
- Sappho – Şiirler, Çev.: Cevat Çapan, Mayıs 1995
- Ömer Hayyâm – Bir Çöl Rüzgârı Ömrümüz, Çev.: Kenan Sarıalioğlu, Haziran 1995
- Aleksandr Puşkin – Bakır Atlı, Çev.: Azer Yaran, 1995
- Eavan Boland – Geceyarısı Çiçekleri, Çev.: Coşkun Yerli, 1995
- Zbigniew Herbert – Bozkırda Bir Katedral, Çev.: Erdal Alova, Aralık 1995
- Gennadi Aygi – Sen – Simalarıyla Çiçeklerin, Çev.: Azer Yaran, 1995
- Mahmud Derviş – Gölgeyi Yüksekten Övmek (Beyrut Kasidesi), Çev.: Metin Fındıkçı, Aralık 1995
- Theodore Roethke – Açık Ev, Çev.: Nazmi Ağıl, Aralık 1995
- André Velter – Öteki Güneş, Çev.: Halil Gökhan, Aralık 1995
- Fernando Pessoa (Álvaro de Campos) – Denize Övgü, Çev.: Cevat Çapan, 1995
- Roger McGough – Trenlere El Sallayan, Çev.: Coşkun Yerli, Mart 1996
- Claude Esteban – Dünün Yedi Günü, Çev.: Hüseyin Baş, Eylül 1996
- Jean Follain – Bahçelerin Beyaz Güneşi, Çev.: Samih Rifat, Eylül 1996
- Peter Poulsen – Durduramazsın Dünyayı, Çev.: Murat Alpar, Eylül 1996
- Henrik Nordbrandt – İkimiz Arasında, Çev.: Murat Alpar, Eylül 1996
- Bianca Tarozzi – Kimse Yenemez Aslanı, Çev.: Kemal Atakay, Ekim 1996
- Marina Tsvetayeva – Ruh ve Ad, Çev.: Azer Yaran, Ekim 1996
- Nazik El Melaike – Rüyadan Çağrılmak, Çev.: Metin Fındıkçı, Aralık 1996
- Henry Reed – Yıldızlı Şölen, Çev.: Coşkun Yerli, Aralık 1996
- Hans Arp – Ateşli Düşünceler, Çev.: İlker Demirel, 1997
- Kobayashi Issa – Ömrümde Bir Yıl, Çev.: Coşkun Yerli, Ekim 1997
- Wallace Stevens – Mavi Gitarlı Adam, Çev.: Aslı Biçen, Ekim 1997
- Carmina Burana: Benedictbeuern Manastırı’ndan Orta Çağ Şarkıları, Haz. ve Çev.: Ramazan Şen, Şubat 1998
- Adonis – Rüzgârda Yapraklar, Çev.: Metin Fındıkçı, Nisan 1998
- Wisława Szymborska – Başlıksız Olabilir, Çev.: Neşe Taluy Yüce, Agnieszka Ayşen Lytko, Nisan 1998
- Erich Fried – 41 Aşk Şiiri, Çev.: Hilmi Tezgör, 1998
- Manitu’nun Sesi: Çağdaş Amerikan Kızılderili Şiiri, Çev. ve Der.: Ergin Koparan, Eylül 1998
- Ahmed Şamlu – Ova Büsbütün Sis, Çev.: Zahra Demirci, Sobhi Babek, Ekim 1998
- Carol Moldaw – Pencereden (Through the Window), Çev.: Nezih Onur, Kasım 1998
- Vladimir Mayakovski – Dinleyin!, Çev.: Azer Yaran, Haziran 1999
- Arseni Tarkovski – Şiirler, Çev.: Menekşe Toprak, Gültekin Emre, Haziran 1999
- Cemal Cuma – Kitapların Kitabı, Çev.: Murat Alpar, Haziran 1999
- Şirazlı Sâdi – Ateş ve İpek: Sâdi’den Şiirler, Çev.: Kenan Sarıalioğlu, Haziran 1999
- Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî – Hiçkimse ve Dolunay, Çev.: Kenan Sarıalioğlu, Aralık 1999
- Nizar Kabbani – Hüzünlü Irmak, Çev.: Metin Fındıkçı, Mart 2000
- Zafer Şenocak – Taşa ve Kemiğe Yazılıdır, Çev.: Menekşe Toprak, Mayıs 2000
- Şirazlı Hafız – Hafız’dan Gazeller: Gül Işığı, Çev.: Kenan Sarıalioğlu, Haziran 2000
Bu seride Neruda’dan Rimbaud’ya, Mandelştam’dan Rilke’ye, Mayakovski’den Ahmed Şamlu’ya kadar uzanan geniş bir yelpazede şiirler geldi. Liste bugün bile şiir meraklılarının kalbini çarptıracak kadar zengin ve etkileyici.
2. Biçimin Şiirle Buluştuğu An
Yayınevinin farkı yalnızca seçilen şairlerde değil, kitabın biçiminde de gizliydi. Ofset Yapımevi’nin özeniyle basılan bu kitapların çoğu 700 adet gibi sınırlı bir tirajla yayımlandı. Dolayısıyla bugün sahaflarda rastlanan her bir örnek, hem kıymetli hem de az bulunur.
Kapak tasarımları ise adeta birer şiir performansıydı: Tibet Sanlıman, R. Paul McMillen, Aslı Aytaç, Timuçin Unan gibi isimlerin imzasını taşıyan kapaklar; kimi zaman farklı kâğıt türleri, kimi zaman kartonlar, ataşlar, şairin vesikalık fotoğrafını kapağa iliştirmelerle çeşitlendi. İçeride farklı fontlar, değişik puntolar, kimi zaman deneysel tipografi… Bir kitap yalnızca okunacak değil, aynı zamanda tutulacak, bakılacak, saklanacak bir şiir nesnesine dönüşüyordu.
Bugünün okurunun hâlâ heyecanla bu kitapların peşine düşmesinin nedeni, işte bu estetik tasarım anlayışıdır.
3. Çevirmenlikte Şairin İzleri
İyi Şeyler dizisi yalnızca şiir seçimiyle değil, çevirmen tercihleriyle de benzersizdir. Çapan’ın yönlendirmesiyle, şiirlerin uygun çevirmenlerle buluşturulduğunu görürüz. Burada “şiiri mutlaka şair çevirmeli” gibi bir katılıktan ziyade, “şaire göre çevirmen” anlayışı vardır.
Örneğin Erdal Alova’ya emanet edilen Eugène Guillevic dizeleri, Güven Turan’ın çevirdiği Miroslav Holub dizeleri… Hepsi şairin ruhuna uygun ellerde yeniden Türkçeleşmiş. Bu yönüyle dizinin kendisi yalnızca bir “çeviri” değil, şiir üzerine şiirsel bir düşünme biçimidir.
Menekşe Toprak’ın çevirdiği Zafer Şenocak’ın Taşa ve Kemiğe Yazılıdır kitabında;
Görünmeyen,
bize ulaşan yollar da kısalıyor artık,
saydam, neredeyse güneşin altındaki duvar.
Orada bir kadın yaslanıyor kapıya
yarım kalmışlığıyla.
Her şey,
ilk adımımızı bekliyor;
kımıldamıyoruz yerimizden,
ellerimizi geri çekerek.
Uyumaz insan,
eğer uyanmak istemezse.
Bir düşten, bir zaman
yaslanır kapıya
ve düşer peşine
hiç yazılmamış bir dilin.
Metin Fındıkçının çevirdiği Nizar Kabbani’nin Hüzünlü Irmak kitabında;
Sana geri dönmedi kadınların
“Hüznün Şehri” koydular adını.
Gözlerimin suyuyla
kim uzaklaştı gemi gibi
kutsal kitabın zamanıyla
kim girdi benim ve çığlığımın arasına?
Sana ölümümü sunuyorum…
şiirin rengiyle…
Nasıl da şarkı söylediğimi sanırsın hâlâ.
4. Koleksiyon Değeri ve Hatırlanma Biçimi
Bu kitapları bugün sahaf raflarında bulmak, bir define avına çıkmak gibidir. 700 tirajla basılmış bir şiir kitabı, yalnızca nadirliğiyle değil, dokunduğu estetikle de değer kazanıyor. Dümelli’nin vurguladığı gibi, Enis Batur’dan Adalet Ağaoğlu’na kadar birçok edebiyat insanının kütüphanesinde gizlenmiş bu kitaplar, saklanma arzusu uyandırır.
Saklanma, aslında değer vermenin en zarif biçimidir: okurun yalnızca kendine ait bir hazine gibi gördüğü, başkalarının eline kolayca geçmesini istemediği bir şeydir. İyi Şeyler Yayıncılık kitapları tam da bu duyguyu yaratmıştır.
4. Bugün İçin Ne Söyler?
1990’ların bu küçük ama etkili yayınevi, bugün hâlâ anılıyorsa bunun nedeni şudur: şiire tasarım, estetik ve form katmıştır. Günümüzde çoğu yayınevi, içerikten çok satış kaygısıyla hareket ediyor; biçim ise genellikle standart şablonların ötesine geçmiyor. Oysa İyi Şeyler, her kitabı küçük bir sanat eseri gibi tasarlıyordu.
Bugün yeniden böylesi yayınevlerine ihtiyacımız var:
- Küçük tirajlı ama özenli baskılar,
- Deneysel tipografi ve kapak tasarımları,
- Şair ve çevirmen arasında doğru bağlar,
- Okuru yalnızca okumaya değil, kitabı bir nesne olarak sevmeye çağıran anlayış.
Bu, yalnızca nostaljik bir özlem değil, şiirin günümüzde yeniden görünür, hissedilir, dokunulur olması için zorunlu bir ihtiyaçtır.
5. Çağrı: Yeni “İyi Şeyler”ler İçin
İyi Şeyler Yayıncılık, 1991’den 2000’lerin başına kadar süren kısa ömründe, Türkçe şiir okurluğuna unutulmaz bir miras bıraktı. Onun ardından gelen yayınevleri, çoğunlukla bu estetik cesareti gösteremedi.
Bugün bizlere düşen, bu mirası bir “nostalji” değil, bir “örnek” olarak görmek. Raflarda yeniden görünmez ama hissedilir ince kitaplara, tasarımıyla şiiri pekiştiren nesnelere, koleksiyon değeri taşıyan ama asıl okuruna ulaşmayı hedefleyen baskılara ihtiyacımız var.
Şiir yalnızca yazılan değil, basılan ve sunulan bir sanattır. İyi Şeyler Yayıncılık bunu gösterdi. Bizim görevimizse bu estetik hattı yeniden canlandırmak: şiire form, tasarıma şiir, okura ise yeni bir deneyim sunacak yayınevleri yaratmak.
Sonuç olarak kütüphanelerin arasında saklanan bu incecik kitaplar, aslında “en görülesi” şeylerdir. İyi Şeyler Yayıncılık, az tirajıyla ama büyük estetik iddiasıyla bunu kanıtladı. Bugün sahaf raflarında hâlâ değerle anılıyorsa, bu yalnızca şiirlerin gücünden değil, yayınevinin tasarım ve seçki anlayışından da kaynaklanır.
Şimdi soruyu kendimize sormalıyız: Çağımızın okuru için yeni bir İyi Şeyler mümkün mü?
Cevabımız evet olmalı. Çünkü şiirin yeniden hayatımızda yer bulabilmesi için, ona yalnızca içerik değil, biçim, form, tasarım ve estetik de gerek.
Kaynakça:
-
- Necdet Dümenli, İyi Şeyler Envanteri, Manifold Press, 2022 (https://manifold.press/iyi-seyler-envanteri)
- https://eksisozluk.com/iyi-seyler–61290
- https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0yi_%C5%9Eeyler_Yay%C4%B1nc%C4%B1l%C4%B1k
- https://www.kitantik.com/search/ps?st=iyi%20%C5%9Feyler%20yay%C4%B1nc%C4%B1l%C4%B1k
- https://x.com/edisyonpostasi/status/1963212559361728748
- https://phebusmuzayede.com/167139-giuseppe-ungaretti-siirler-turkcesi-cevat-capan-1991-iyi-seyler-yayincilik-30-sayfa-30×20-cm-.html