Yalnız Olmanın Getirdiği Mahcubiyet

Kenan Osmanoğlu

elleri vardı, dumanlı
gözleri ki sormayın bayım
iritenin hazreti musa çapından ayaklarımı sarkıtırken sri lanka
nasırım diye sormayışınızdan
nasır olduğumu anlayışımdan
gece altımıza pijama giyer,
İngiliz kıssalarından bir küçük gonca

-bu taktığım 57936. maske-

kalemimin kıçı, sözleşmenin tözü
bir görsem pataklayacaklarım
imza: bir ölü
size söylenmeyenlerden tutun da söylenenlerin üzerine salmak sureti ve
süratiyle iyi niyet göstermenin aptallığı bir olup
bir de etmesinler mi hücum
ne dersin ?
evet matematik tatlım bir daha iletişim kurmamak umudu ile,
yalnız olmamın getirdiği mahcubiyetle
çok fazla “ile” dememin
senin ile bir anlamı olmalı diye düşündüm
yalnız mıyım

-kaldı 57935-

ciddiyetsizliğimden alınmayacaksan eğer
seni tekfur, tevhid, tecrit, tekfiv ve takdir etmeliyim sevgilim
kimse bu kadar iyi bira kapağı açamazdı
eteğinin baş ucumdan ayrıldığı vakte kadar oturup bunları düşündüm
yalnız olmamın getirdiği mahcubiyet İLE

 

En Yeniler

Kuşatma – Burak Demirtaş

Burak Demirtaş   Oh-oh, here she comes Watch out, boy, she'll chew...

Yeni Şiire Dair İpuçları: Abdullah Ezik ve Ozan R. Kartal şiiri.

Gazi Giray Günaydın Yeni Şiir, Yeni Edebiyat     Türkiye’deki güncel şiir yazını...

Makinenin Gölgesinde Bir Şiir Kitabı: Nergihan Yeşilyurt – Bençağının Sonu

Nergihan Yeşilyurt, ikinci şiir kitabı Bençağının Sonu’nda insanı kurmaya,...

Yontu, Yara, Yalınlık: Arife Kalender’in Tenden Gömlek’i

İnceleyen: Handan Deniz Tinik Uzayan yalnızlıkları tıkırdayarak gölgeleyen adımlarım nerede?...

Sonsuzluktan Verilen Bir Selam – Beste Naz Karaca

gün ışığında yeterince bekletilmiş bir bardak suyu içerseniz güneşi...

Abdullah Ezik’in Mitolojiyle Bugünü Buluşturan Yeni Şiir Kitabı: Troya Blues

Everest Yayınları’ndan yeni çıkan Troya Blues, Abdullah Ezik’in mitolojiyle...

Benzer İçerikler

Sonsuzluktan Verilen Bir Selam – Beste Naz Karaca

gün ışığında yeterince bekletilmiş bir bardak suyu içerseniz güneşi tadabilirsiniz. bir çocukluk günlüğüne benzer. ne dediğini anlamasak da ne yaşadığını anladığımız paçalarındaki çamurun renginden hangi ormanda kaybolduğunu...

Seyre – Yasir Durmaz

is ve tütküsünün rağmına ateşin aldırışa kalkamayan kim idiyse sermiş odur zıpçık meydanları sıcağı eritmeyen lambadan ritim tutmak nasıldı gözüm seyrine kendilik patikası ot bitirmiş meydan tıraşsız taşların el tırnak...

sayhaten vahidaten

Esra Asar     radyodaki kadın 17 haberlerini okuyordu o sırada sen neden hatırlamıyorum, galiba benim yüzümden, sevilmediğini bağırıp ağlıyordun artık tutukladıklarının isimlerini söylemiyorlar oysa eskiden daha kalabalıktık artık isimlerden...