Tanrı Kırıntısı

Barış Yıldırım

Islık çala çala yürüyorum sırdaşım barakalar
yeni düşmüşüm boyumu aşan bir menekşeden
boynum kırılmış aynı yere bakmaktan
çocukların sıralarını beklemeden öldüğü

Daha kalabalık gerçeğinden içimdeki mezarlık
daha derine düştü içime attıkları taş en derin kuyudan
kadınları severken ayıp ediyorum biraz tamam
çalamıyorum en güzel ahşaptan yapılmış keman

Dudaklarım kuru dilimde diken paslı bir damak
en sorulmaz soruları sormaktır benim işim
alet kutum, pensem, çekicim bir de orak

Denizlere açıldı gemim kıyıda kaldı pişmanlık
güvertemde yok bir flama ne de bayrak
ne demişti Cansever Edip:
Allah’a inanıyor gibi inananlar devrime
kıyamete inanır gibi inanıyor isyana

Islık çala çala yürüyorum sırdaşım barakalar
öldürdüğüm kadınlar peşimden geliyor
yok cebimde en ufak bir tanrı kırıntısı
ölmek insana dar, hayat geniş geliyor

En Yeniler

Kuşatma – Burak Demirtaş

Burak Demirtaş   Oh-oh, here she comes Watch out, boy, she'll chew...

Yeni Şiire Dair İpuçları: Abdullah Ezik ve Ozan R. Kartal şiiri.

Gazi Giray Günaydın Yeni Şiir, Yeni Edebiyat     Türkiye’deki güncel şiir yazını...

Makinenin Gölgesinde Bir Şiir Kitabı: Nergihan Yeşilyurt – Bençağının Sonu

Nergihan Yeşilyurt, ikinci şiir kitabı Bençağının Sonu’nda insanı kurmaya,...

Yontu, Yara, Yalınlık: Arife Kalender’in Tenden Gömlek’i

İnceleyen: Handan Deniz Tinik Uzayan yalnızlıkları tıkırdayarak gölgeleyen adımlarım nerede?...

Sonsuzluktan Verilen Bir Selam – Beste Naz Karaca

gün ışığında yeterince bekletilmiş bir bardak suyu içerseniz güneşi...

Abdullah Ezik’in Mitolojiyle Bugünü Buluşturan Yeni Şiir Kitabı: Troya Blues

Everest Yayınları’ndan yeni çıkan Troya Blues, Abdullah Ezik’in mitolojiyle...

Benzer İçerikler

Sonsuzluktan Verilen Bir Selam – Beste Naz Karaca

gün ışığında yeterince bekletilmiş bir bardak suyu içerseniz güneşi tadabilirsiniz. bir çocukluk günlüğüne benzer. ne dediğini anlamasak da ne yaşadığını anladığımız paçalarındaki çamurun renginden hangi ormanda kaybolduğunu...

Seyre – Yasir Durmaz

is ve tütküsünün rağmına ateşin aldırışa kalkamayan kim idiyse sermiş odur zıpçık meydanları sıcağı eritmeyen lambadan ritim tutmak nasıldı gözüm seyrine kendilik patikası ot bitirmiş meydan tıraşsız taşların el tırnak...

sayhaten vahidaten

Esra Asar     radyodaki kadın 17 haberlerini okuyordu o sırada sen neden hatırlamıyorum, galiba benim yüzümden, sevilmediğini bağırıp ağlıyordun artık tutukladıklarının isimlerini söylemiyorlar oysa eskiden daha kalabalıktık artık isimlerden...