Not Animal

Utku’can Yazıcı

“Onu sen yaratacaksın, bunun sen de farkındasın. Tamamen senin yarattığın bir şey olacak. Besbelli ki doğa ondan vazgeçti. O bir ölü. Sen onu yeniden hayata döndürüyorsun. Onu en baştan yaratıyorsun ve o aklı olmayan bir canavar olacak.”

Stephen Crane, Canavar (Çeviri: Osman Çakmakçı)

derin kesik, kesikten uzanan kol, kolun bittiği yerde el, elde bıçak betimleme, tablo yok, bana bakan yok, gözlerini yemiş, göz yok bilinci kendisini tamamlıyor, kendisi odayı; tamlık: eylem olarak var olmak, bilinçli olmak mıdır? öyleyse o var, var ve not animal

modern türkü, ilkel bir yaratığın post modern öyküsü ve diğerleri bir süre yaşadık beraber katlanamadım ayrılmak istedim oradan bıçağını uzattı, bıçak organı onun ,odanın bir parçası yaptı beni atomlarıma ayrılsam daha az canım yanardı, o işte, o not animal

silah oldum onun için, o benim vücudum oldu; birbirimize yakıştık onu yaratan zihin bendim, o beni tekrar yarattı ve benimle savaştı hayvan değil, her şey açıklanabilir bir şeyle, birbirimizi aldatmadık aldatmak açıklanamazdı çünkü, insan aldatır insanı ama not animal

bir vazo olarak var olmak ile odanın bir parçası olmak farklıdır elbet ben bağlı bir yaratığım ona, o bana efendi, tanrı, vücut, o bir bana bunu çok dile getirdim, dilimi ona değdirdim ve tiksinti ile titredi et beni kullan, beni doğrulttuğun güzel bir yüz olsun savaş; not animal

dünyaya saldır, ordun yap beni, beni kullan iki, beni kullan üç, dört değişimin ters yönde oluşu seni güçlü kılıyor, sakallarını kesmiyorsun bıçak yok, bıçak benim, göz var, göz benim, önce: korkunu korkuna ört sakalın oluyorum ve kendimi kesiyorum işte, artık öpüşürken batmıyorsun

sonra: seni aldattım; sen hayvan değilsin, beni öldürürken gülümsüyorsun!

not animal 1: sevgililler gününde sevgilileri kıskandım, anneler gününde anneleri, babalar gününde babaları ve her özel günde olmadığım her şeyi kıskandım. doğum gününde mesaj bekleme benden. doğmuş olanları kıskandım. cenazene bekleme beni. ölmüş olmanı da kıskanırım.

not animal 2: geçmiş ve gelecek arasındaki köprü ben olsaydım, patlamak için dinamit yutardım. insanlık tarihini kıskandım. savaşları kıskandım. kendi savaşımı başlatmak için kendimden bir canavar yarattım.

not animal 3: hayır, demenin kendine özgü bir tarzı var. evet, diyen herkes birbirine benziyor. farklı olmayı kıskandım. aynılığımı parçaladım ve eve döndüm. bana ait olan şeyleri kıskandım. bana ait olmayan bir şey yaptım. ve ona ait oldum.


not animal 4: gözümü açtığımda etten bir duvara dokundum. bıçakla kestim onu, dışına çıktım.

En Yeniler

İnce Gezmelik – Osman Erkan

dönerken dünya mavi bir ses çıkarır, o sesi şairden başkası...

Bir Şairin İzleri: Nilgün Marmara Belgeseli

Yönetmenliğini Tolga Oskar’ın üstlendiği Nilgün belgeseli izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor....

İki Şairin Filmi: Tekerleme (1984)

Leyla Bayrı 1984 yapımı Tekerleme, Merlyn Solakhan’ın Berlin Film ve...

Ozan R. Kartal ile Haydi Etek Giyelim üzerine Söyleşi – Ceren Avşar

Ceren Avşar   “Roald Dahl’ın Charlie’nin Çikolata Fabrikası kitabındaki her yöne...

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek...

Renk, Şiir ve İstanbul: Burhan Uygur’un Resim Dünyası

Burhan Uygur, Türkiye resim sanatında 1970–1990 döneminin en kendine...

Benzer İçerikler

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek denilen an daha çok başını çeviremediğin gökyüzü seninmiş gibi yapabilmek ile ilgili tamam doluyorum her şeye / boğum boğum grileşen şovalye...

Soğuk bir Noel Armağanı – Levent Karataş

bana noel’de verdiğin lavanta sabununu henüz kullanmadım ada sabahı kedilerle kahvaltı etmeden evvel verdiğin o soğuk armağanı bisikletlere bakıp cılız güneşlere aldanmış çiçek dallarını fotoğrafladığımız günün...

Mektūb – Reşit İmrahor

      Hânendesin. Yemin billarz hânendeyim. Yağmur yağmadan damlaların tizini duyuyorum, sen o tarz dinliyorsun diye. Cönkümde yazıldığı üzere; benim sana duyduğum şahane bir hayranlığım var. Ey gözleri maralım, saçları karamelam. Ey dudakları...