Kuşatma – Burak Demirtaş

Burak Demirtaş

 

Oh-oh, here she comes
Watch out, boy, she’ll chew you up!
– Daryl Hall & John Oates, Maneater

 

etin korkuya açılıyor parlak
gövden eskiyor saflığıma doğru
o ansızın tutuldu mu ilk kez
kaskatı kesilen kollarıma

 

başka gökte bir
bulutu dolduruyor sıcaklığın
dikkatin başka dağınık saçların
ve türkçen kırıyor gerdanımı
içimde bir gizli çingene ürüyor
bütün evleri geride bırakmaya

yine geliyorsun yoldasın
ufukta izlerin besbelli
herkes bir eli belinde
seni bekliyor geceleri
o kaçışan kuşlar
uğultuya dönen fısıltılar şehirde
esnafların kepenkleri
yarıda tutuşu boşuna değil

korkunun ikliminde terlemiş bıyıklarım
kedinin ürkekliği asılı kalmış tüylerimde
şimdi kaçıncı günün şafağında nereden
hangi kıyamete binerek

biledik bıçakları ama hazır değiliz
zırhlarımızı döktüğün deriyle parlattık
söylenti: yüzün başka son seferinden
sesin başka bütün silahların
ama kendini aşka bırakmanın
çıldırtan öfkesini taşıyor yine
yüzümüzdeki tünellerden içeri bakışın

dondurmadan kestaneye
döndü tezgahlar
bulutlarda ergenlerin
terli gerginliği birikti
bazalar açıldı içinden
eski kıvrılmalar sinema salonlarında
unutulacak bir film, hınzır bir manevra

bitti parklarda çiçekleri parlatışın
serçelerle seksek oynadın yetmedi
uykuları bölerek
keserek orta yerinden sessizliğin zarını
yola çıktın, yakındasın besbelli


benden alacak demek ki
bir şeylerin var hâlâ
beni oyup benden çıkartacak
tutup kelimelerden
felaketin beşiğine sarkıtacak
orada gizli gizli çağıran kendi depremini

öyleyse
ve durduramıyorsak bastığın yere
çığ gibi büyüyerek kayışını dünyanın
hızlandır adımlarını. ağzındaki boşluğa aksın
ağzımızdan çıkan her hece. peşinden gövdesi
köklerimizde gezen ağaçlar. seril de bir görelim
nasıl değişirmiş kanı kurcalayan el, nasıl bulunurmuş
sevincin terk ettiği sabahlarda güneş

topraklarımıza
buzyanıkları bırakarak
savaşı dilimize çevir, bilinsin
tene değen elin
eti korkuya neden açtığı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

En Yeniler

Makinenin Gölgesinde Bir Şiir Kitabı: Nergihan Yeşilyurt – Bençağının Sonu

Nergihan Yeşilyurt, ikinci şiir kitabı Bençağının Sonu’nda insanı kurmaya,...

Yontu, Yara, Yalınlık: Arife Kalender’in Tenden Gömlek’i

İnceleyen: Handan Deniz Tinik Uzayan yalnızlıkları tıkırdayarak gölgeleyen adımlarım nerede?...

Sonsuzluktan Verilen Bir Selam – Beste Naz Karaca

gün ışığında yeterince bekletilmiş bir bardak suyu içerseniz güneşi...

Abdullah Ezik’in Mitolojiyle Bugünü Buluşturan Yeni Şiir Kitabı: Troya Blues

Everest Yayınları’ndan yeni çıkan Troya Blues, Abdullah Ezik’in mitolojiyle...

Nur Demet Genç’in Döngüsel Şiiri: Herkesten Daha Aydınlık Üzerine Bir Söyleşi

Söyleşi: Ozan R. Kartal Nur Demet Genç, son kitabı Herkesten...

Şair Şerif Tezgörenler’i kaybettik.

Şerif Tezgörenler; Ayhan Hanım ile Ercan Tezgörenler’in oğlu olarak...

Benzer İçerikler

Sem 101 – Mustafa Aran

   “Bunları atma vakti geldi ya da aramızda bölüşelim.” diye ses geldi arkadaşından. Bölüşmek, herkesin ihtiyacına göre alması iyiydi. Hem çöpe atsalar kime ne...

E Blok – Merve Balcıoğlu

Köpek diye boynuna ip bağlayıp evin geniş koridorlarında gezdirdiğim dinozor oyuncağımı hiç unutmadım. Ana caddeye bakan arka balkonu, şimdi nereli olduğunu hatırlamasam da her sabah...

Seyre – Yasir Durmaz

is ve tütküsünün rağmına ateşin aldırışa kalkamayan kim idiyse sermiş odur zıpçık meydanları sıcağı eritmeyen lambadan ritim tutmak nasıldı gözüm seyrine kendilik patikası ot bitirmiş meydan tıraşsız taşların el tırnak...