Emre Söylemez
nefesi açık bırak yünden kulaklarım küpem
burnundaki kemik senden çıkmasın
anne kordonumu musluğa tak
polikliniğin önünde teyzelerle sıra bekliyorum
anonim yanından geliyor kalbimin
biri hep evlilik yapayım istiyor
biri ise dişlerini çıkartır gibi yapıp geri takar
bütün ruhumu serçe parmağımda topladım
yine de beni yıkamıyorlar
kokuluyum, burnumdaki kemik oynuyor
ondan yanık kokusu geliyor
kulak, burun ve boğazımı bağlayan o boşlukta
çok konuşuyorum. gevezeliğim ondan şiirimi ordan
bir köpek esniyor yüzüme. sıradan olmak canım
oysa şuan bingazi kayıp eşya bürosunda olmalıydım
ruhum varsa tam zamanı –yoksa eğer
bizim öznenin her kan verişinde damarı patlar
benden yana sorun yok
Kafeteryadan karton bardak –çimenlerde biraz bekleme
güneşte ısınan karıncalar koluma tırmanır
hayatımın kadını karşıma çıkmıyor
anne beni yıka kafamı musluğa tak
bir şeyleri de yıka –en masumlarımızdan seç
balıkesirden bursaya gelen sma hastası ebeveynlerini
XXI. yy’ın ilk çeyreğinde yaptıkları sağlık atılımına sokayım
her şeyi yak –üzülüyorum ama sorun yok
ruhumun bir kısmını satıp şeytana baktım
annecim seninle biz dünya olmasa karşılaşamazdık
ehmedé xanî havalimanında olmalıydık şimdi
çorbacıda konuşacak çok şeyi olan iki kişi
eski sigorta hastanesi evrenin en boktan yeri
lütfen tanrım, kıyamet edeceksen, burası tam yeri