Esra Asar
şehriniz askersizse bu övünme sebebidir çoğunlukla
aman kırıldığı bir şey değil elimize ayağımıza batar demiştik
o günden cam parçası buldum koltuğun dibinde
külotumdaki kanla dehşete düşemiyorum yoksa ben genç kız değil miyim
anne rüyamı tabir et:
banyomuzdaki aynada kendime bakıp sayıkladım
‘taşsın rujum en büyük orospuyum belki de’
şehriniz askersizse bu övünme sebebidir çoğunlukla
yazık başka adamlara azıcık da onlara aşık olunsun
sen bir buçuk saat ölmeyi bekleme
gelene gidene evelibaş büyüdüğünü hissettirsin oğlun
ama sana hissettirmesin büyüdüğü gibi onlardan olacağını
vakti iyi seçilmiş rüzgâr nasıl savurdu külü
(hayır duyulan geçmiş zaman yakışmaz)
devletin karıştırıp bıraktı önünüze edilen kavgaları
şehriniz askersizse bu övünme sebebidir çoğunlukla
iki saatte dikilen evlerimiz var bizim
yani kovulacak kadar başkaldırmamışız sanma
sesli nefes almanın halledemeyeceği iş yoktur
sesli nefes almanın hatta eli dize vurmanın
neyse süte ekledin ya suyu döküver kaba
bekleme gelmezler adımların uzaklaşmadan
şehriniz askersizse bu övünme sebebidir çoğunlukla
dinlenme tesisinden almadıysan akideni, renklerinin farklı olmasının ne anlamı var
uslu çocuklardan nefret ederim
bayramlıklarını hiç kirletmiyorlar
tutturalım ula bizi hep tutan var ya orucu da uyku tutsun
gümüş saçlım, akım pakım, dondurmam
mesela sana bunu dememem için beni yine sen tutuyorsun
çıkar dolaşırsın geçer bazısı sanki bir ses: gülsene. ağlasana. az olsun iyileşsene.
şehriniz askersizse bu övünme sebebidir çoğunlukla
deli asmayım yalnız başıma yürüdüğüm sokaklar en sonunda denize açılır
tellere konan kuşların uçuşu da en sonunda denizlere açılır
öyle böyle yarına çıkılıyor tezine doğmadık mı
basamaklara otur bekle, iskambil aldım hem herkes uyurken oynarız
yılda bir takınalım dikinelim
ikisi birbiriyle dalaşırken izleyelim
eminim yarın hepimiz kol kola kabristana gideceğiz
‘ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz’