Çifte Mendille

dünyayı harabe haline getirmeye paydos
küçük şeyler için terleme bu yüzden
farzet ki fırına sürülmeden ekmek
nasıl bakarsa hamurken senin yüzüne
sen de karanlığa karış, ötekilere özenme
kelimeleri açsak cam parçaları
beni defnettikten sonra arama beş farklı tamburla
sesimden ne çocuk kahramanlar çıkardılar görseydin
neden yaramaz olduğumu anlattım onlara
neden kırıp döktüğümü yer üstündekileri
bu yüzden ölü gömleği yakışmadı üstüme
dostum dünyayı harabe haline getirme
niye diye sorarsan zaten gözkapaklarım
hangi değirmende, ekmek yapmak için un öğütmeye?
ırmak arıyor oluğundan; bak sular kesildi
tabuttan çıkıp gelmedim ya üstünüze?
beni zaten bu medya davulcuları öldürdü
niye alınayım, vurdular durduk yerde?
yazgın bu kadarmış deyip örttüler
çifte mendille yazdıklarımı
hadi fırını yak, odunu ateşle
kara geceler başlıyor
terlik getirdiğinde savaştan kaçtım sanıyordum
oysa gelinliklerle yeni bir olay getirdiler önüme
evlen, imzala, maaşın bağlandı;  çifte keramet var bu işte
çocuklar, torunlar, şimdi niye ölmeyeyim?
dünyayı harabe, mezartaşımı kitabe yapar bu insanlar
yüzüne dökülen ağaç dalı var ya, o benim
sana haram bu duruşlar şairim
ben gömülmüş sayılırım, boşuna toprağı eşeleme
Hüseyin Peker

En Yeniler

İnce Gezmelik – Osman Erkan

dönerken dünya mavi bir ses çıkarır, o sesi şairden başkası...

Bir Şairin İzleri: Nilgün Marmara Belgeseli

Yönetmenliğini Tolga Oskar’ın üstlendiği Nilgün belgeseli izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor....

İki Şairin Filmi: Tekerleme (1984)

Leyla Bayrı 1984 yapımı Tekerleme, Merlyn Solakhan’ın Berlin Film ve...

Ozan R. Kartal ile Haydi Etek Giyelim üzerine Söyleşi – Ceren Avşar

Ceren Avşar   “Roald Dahl’ın Charlie’nin Çikolata Fabrikası kitabındaki her yöne...

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek...

Renk, Şiir ve İstanbul: Burhan Uygur’un Resim Dünyası

Burhan Uygur, Türkiye resim sanatında 1970–1990 döneminin en kendine...

Benzer İçerikler

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek denilen an daha çok başını çeviremediğin gökyüzü seninmiş gibi yapabilmek ile ilgili tamam doluyorum her şeye / boğum boğum grileşen şovalye...

Su Anası – Emine Güler

Durgundu göl. Güneş bahçeye abanmış. Bahçe sarı bir hasta yüzü. Kuru otlar hasta, kuru ağaçlar hasta, kuru toprak hasta. Susuz bir kent. Kendi kendini...

Soğuk bir Noel Armağanı – Levent Karataş

bana noel’de verdiğin lavanta sabununu henüz kullanmadım ada sabahı kedilerle kahvaltı etmeden evvel verdiğin o soğuk armağanı bisikletlere bakıp cılız güneşlere aldanmış çiçek dallarını fotoğrafladığımız günün...