Çarpışan Taverna

Adem Fatih Kılıç

seni kurtarmanın bir yolu ölmeli
yokuştan sarkan tek elma ızgaraya
tek kül tanesi savrularak gürültüde
çöpleri kurcalayan kedilerin aklını
kurcalayan açlık hırsı
bunca şerhin bu şehrin
lütuflarının
arasında yürümeye benzemez söylediğim
mırıldanarak yalanlar kendime

yeniden yaşanmayacağını bildiğim
tartsam birkaç ton basacak hikaye
gömdüm onları da suyunu döktüm
tıkadım
pamuğunu da kulağıma
ettim bildiğim duaları
sustum sonra

ciddi ortamların gülme kriziyim artık
işte elimde karnem ve babam karşımda
tokat karşımda iflas
sevgisizlik
sevgisizdik
kurtardık kendimizi
yoksunluğunu hisset evrilirken betona
kır kırabilirsen niyazi
umudumuza dokunma
yak şu sigaramızı da, u-uza usulca

son jetonumdu bu benim işte dünyaya bindim
devamı tükenmez travma.

En Yeniler

“Şiir Okuyan 2 Kişi, 1’i Erkek 1’i Dişi” Podcast Serisi Başladı

160. Kilometre Yayın Yönetmeni Ömer Şişman’ın küratörlüğünde hazırlanan yeni...

İnce Gezmelik – Osman Erkan

dönerken dünya mavi bir ses çıkarır, o sesi şairden başkası...

Bir Şairin İzleri: Nilgün Marmara Belgeseli

Yönetmenliğini Tolga Oskar’ın üstlendiği Nilgün belgeseli izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor....

İki Şairin Filmi: Tekerleme (1984)

Leyla Bayrı 1984 yapımı Tekerleme, Merlyn Solakhan’ın Berlin Film ve...

Ozan R. Kartal ile Haydi Etek Giyelim üzerine Söyleşi – Ceren Avşar

Ceren Avşar   “Roald Dahl’ın Charlie’nin Çikolata Fabrikası kitabındaki her yöne...

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek...

Benzer İçerikler

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek denilen an daha çok başını çeviremediğin gökyüzü seninmiş gibi yapabilmek ile ilgili tamam doluyorum her şeye / boğum boğum grileşen şovalye...

Soğuk bir Noel Armağanı – Levent Karataş

bana noel’de verdiğin lavanta sabununu henüz kullanmadım ada sabahı kedilerle kahvaltı etmeden evvel verdiğin o soğuk armağanı bisikletlere bakıp cılız güneşlere aldanmış çiçek dallarını fotoğrafladığımız günün...

Mektūb – Reşit İmrahor

      Hânendesin. Yemin billarz hânendeyim. Yağmur yağmadan damlaların tizini duyuyorum, sen o tarz dinliyorsun diye. Cönkümde yazıldığı üzere; benim sana duyduğum şahane bir hayranlığım var. Ey gözleri maralım, saçları karamelam. Ey dudakları...