Apokaliptika

Onur Ocak

Öyle gibi ama değil bir bahçede
Dandik uzak ışıkları, altı çizilmiş beyaz nokta
Kurtardığın beş kişiden biri SEKA’dan emekli, Marmaralı bir amca
Bayat ekmekle vücut bütünlüğünü koruyor
Yarın ölecekmiş gibi yaşıyor çünkü yarın ölecek
Bu amca bir köfteyle hayret verici benzerlikler taşıyor
Mezar taşına üst üste iki nokta, aç parantez
Ardında iki keçi adam tokalaşıyor
Dizlerine oturup adına taht diyecek
Pagan ziyaretçiler başında
Üzgünken nasıl göründüklerini merak edecek
Şöyle düşünecek amca
“ “
Ona katılıyoruz
Amcayı uğurlayalım artık
Bir şey başlatmaya çalışıyoruz

APOKALİPTİKA

Yeniden başlatalım
1 yılındayız k.s. (kıyametten sonra)
Mesela İsa 1 yaşındayken 1 yılında değildi
Hicret 1 yıl sürdü
Yürüyerek zaman yolculuğu yapmak mümkün mü?
Tarih bozulunca yeniden başlatılır
Bu artık böyle olsun der biri
İntikam semptom, hafıza hastalıktır

Eline bir kalem al ve çizmeye başla
Bir canavara tapmışlar, çiz üstünü
——
Yine tapacaklar bir canavara, altını çiz
Gözleri iyi görmüyor, çiz, baş harfini koluma
Elindekini tam olarak göbek deliklerine saplamalısın
İçlerindeki pamuk oradan sızıyor
Vernikle parlatılmış gözleri, tüyleri durmadan uzuyor
Kim bu insanlar?
Piramitleri kim yıktı?
Nasıl oldu ikinci büyük patlama?
Sürprizbozan geliyor
İnsan değil onlar
Onlar çabuk kuruyan sıvılarla doldurulmuş birer padalya

Bir şölen bu
Protokoldekilerin yüzünden ter
Hakikat derken püskürttüğün tükürük
Güvenli kelime teklif ederken gözünü parlatan sıvı
Bu solüsyon bir deney tüpünü çatlatır
Ayağa kalk der biri
Ayağa kalk cümlesi ekseriyetle korkunç durumlarda kullanılır
Bir şölen bu
Bu beyaz örtü
Bu efsunsuz metal
Bu sesim sandığın öğürtü
Metafor olmayan bir duvarın ardında
Buna sık rastlanmaz
Bir şölen bu
Akrostişle yazılmış menü

Skolyoz salyangoz
İnsan köftesi
Kafa röntgenini gemi direğine asacağız biraz sonra
Tam olarak bir menü sayılmaz bu
İçinde yiyemeyeceğimiz şeyler de yazıyor
Rahatla ve ısır ne varsa
Geri alıyorum sözümü
İlk gerçek açlık olabilir bu
Tarihte başka bir kırılma daha

APOKALİPTİKA

Yeniden başlatalım
Masaya bir tabak daha
Bir tabak da derime
En sevdiğin çantan
Hani üstünde baş harfin olan
O çantayla hayret verici benzerlikler taşınıyor

En Yeniler

“Şiir Okuyan 2 Kişi, 1’i Erkek 1’i Dişi” Podcast Serisi Başladı

160. Kilometre Yayın Yönetmeni Ömer Şişman’ın küratörlüğünde hazırlanan yeni...

İnce Gezmelik – Osman Erkan

dönerken dünya mavi bir ses çıkarır, o sesi şairden başkası...

Bir Şairin İzleri: Nilgün Marmara Belgeseli

Yönetmenliğini Tolga Oskar’ın üstlendiği Nilgün belgeseli izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor....

İki Şairin Filmi: Tekerleme (1984)

Leyla Bayrı 1984 yapımı Tekerleme, Merlyn Solakhan’ın Berlin Film ve...

Ozan R. Kartal ile Haydi Etek Giyelim üzerine Söyleşi – Ceren Avşar

Ceren Avşar   “Roald Dahl’ın Charlie’nin Çikolata Fabrikası kitabındaki her yöne...

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek...

Benzer İçerikler

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek denilen an daha çok başını çeviremediğin gökyüzü seninmiş gibi yapabilmek ile ilgili tamam doluyorum her şeye / boğum boğum grileşen şovalye...

Soğuk bir Noel Armağanı – Levent Karataş

bana noel’de verdiğin lavanta sabununu henüz kullanmadım ada sabahı kedilerle kahvaltı etmeden evvel verdiğin o soğuk armağanı bisikletlere bakıp cılız güneşlere aldanmış çiçek dallarını fotoğrafladığımız günün...

Mektūb – Reşit İmrahor

      Hânendesin. Yemin billarz hânendeyim. Yağmur yağmadan damlaların tizini duyuyorum, sen o tarz dinliyorsun diye. Cönkümde yazıldığı üzere; benim sana duyduğum şahane bir hayranlığım var. Ey gözleri maralım, saçları karamelam. Ey dudakları...