Gökçe Hilal Tırpan
tanrıdan düşmüş bir yankı cesaretimi savuşturdu
teslimiyetin bu denli acımasız olmasına inanamıyorum
gri bir denizde ellerimi hiçliğe açıp
ettiğim dualar sesimi evrene salma arzusuydu
ışık bir hatırlama biçimi
hüzmelerde dalgalanan sularsa hırçın ve şeytani
bir parçasını daima koruduğum ruhum
bakir bir ömrü kabullendi
zihinsel lagün çoraklarında tinsel manifesto
itaat hissini bende hiç yaratamadı
birtakım mabedler buluşmuş dizlerinle
ve ölüm kirletiyordu ellerini
yani etlerinin can çekişi kıyarken
pejmürde varlıkların yansıma kırıntılarını lime lime
kendi vizyonuma sığamadığım bir gece
sus payım tutuşturuldu biraz sembolik
imanın özünü bir yemin gibi serpiştirdim
ellerimle ölçtüm ağırlığını arınmanın sakince
teselliyle sükut arasında bir yarıkta bekledim
umudun tozunu dişlerimle ezdim
nefesimi işlemiş ruhuma ağır bir an
pas tutmuş sanrılardan gözlerimi açmaya çalışıyorum
bir yudum inanç içebilseydim diyor insan
kurtuluşun gölgesinde kutsaldan kalan tortuya bakıyorum