Gassal

Nagihan Sultan Coşkun

Çürüyenler burada yığıldık.

Çürümenin çürüteceğini bilerek bir solan güneşin karşısında avuçlarımızı Çü denizinin tuzu yalattı; sefiri duyunca toplaşın dedik, çürüdük.

Şehirleri griye taşladık, taşladık olmadı. Evlere kapılar vurduk, vurduk olmadı; bu yerler yurtlar, dedik, her şey çürüdü; çürüttük.

Siyahi geceye çalan bir zamanda, bir saat homurtuyla düştüyse madem; bu saniye, şu saniye, o saniye ve hık etti erkişiye salise.

Doğan bir parça et ne söyler. Ben söyler. Çürümesin diye Çü denizinde yalanı bohça edip beyazlara evcilik oynatır. Vah!

Yığılanlar burada çürüdü.

Denizlenmek varken mavi yeşil, kuruduk 2bin sayfalık kitap arasında. Bir gülünç sözler, sözlerimiz de gülünç;

mermerlerin geleni gideni yok olur, bu duruma güler katır kutur duyanı olmaz, çok gülünç.


En Yeniler

“Şiir Okuyan 2 Kişi, 1’i Erkek 1’i Dişi” Podcast Serisi Başladı

160. Kilometre Yayın Yönetmeni Ömer Şişman’ın küratörlüğünde hazırlanan yeni...

İnce Gezmelik – Osman Erkan

dönerken dünya mavi bir ses çıkarır, o sesi şairden başkası...

Bir Şairin İzleri: Nilgün Marmara Belgeseli

Yönetmenliğini Tolga Oskar’ın üstlendiği Nilgün belgeseli izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor....

İki Şairin Filmi: Tekerleme (1984)

Leyla Bayrı 1984 yapımı Tekerleme, Merlyn Solakhan’ın Berlin Film ve...

Ozan R. Kartal ile Haydi Etek Giyelim üzerine Söyleşi – Ceren Avşar

Ceren Avşar   “Roald Dahl’ın Charlie’nin Çikolata Fabrikası kitabındaki her yöne...

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek...

Benzer İçerikler

Arşivlen: yahut – Kadir Çakır

ipliklerin ucundan tanın- efil bir madalyon, göğsün tam ortasından yaşaman gerek denilen an daha çok başını çeviremediğin gökyüzü seninmiş gibi yapabilmek ile ilgili tamam doluyorum her şeye / boğum boğum grileşen şovalye...

Soğuk bir Noel Armağanı – Levent Karataş

bana noel’de verdiğin lavanta sabununu henüz kullanmadım ada sabahı kedilerle kahvaltı etmeden evvel verdiğin o soğuk armağanı bisikletlere bakıp cılız güneşlere aldanmış çiçek dallarını fotoğrafladığımız günün...

Mektūb – Reşit İmrahor

      Hânendesin. Yemin billarz hânendeyim. Yağmur yağmadan damlaların tizini duyuyorum, sen o tarz dinliyorsun diye. Cönkümde yazıldığı üzere; benim sana duyduğum şahane bir hayranlığım var. Ey gözleri maralım, saçları karamelam. Ey dudakları...