Barış Yıldırım
Islık çala çala yürüyorum sırdaşım barakalar yeni düşmüşüm boyumu aşan bir menekşeden boynum kırılmış aynı yere bakmaktan çocukların sıralarını beklemeden öldüğü Daha kalabalık gerçeğinden içimdeki mezarlık daha derine düştü içime attıkları taş en derin kuyudan kadınları severken ayıp ediyorum biraz tamam çalamıyorum en güzel ahşaptan yapılmış keman Dudaklarım kuru dilimde diken paslı bir damak en sorulmaz soruları sormaktır benim işim alet kutum, pensem, çekicim bir de orak Denizlere açıldı gemim kıyıda kaldı pişmanlık güvertemde yok bir flama ne de bayrak ne demişti Cansever Edip: Allah’a inanıyor gibi inananlar devrime kıyamete inanır gibi inanıyor isyana Islık çala çala yürüyorum sırdaşım barakalar öldürdüğüm kadınlar peşimden geliyor yok cebimde en ufak bir tanrı kırıntısı ölmek insana dar, hayat geniş geliyor
Bir Cevap Yazın