Ozan R. Kartal
başkasının sütünü içerken gördüler beni hiç esmeyen bir kuruçeşme ayazında kalbe ağrı veren sıcakların ilerisinde otomatik kapıların tam arkasında duble kahvede seksen yıl hatır aranan türlü orospulukların muhasebesinde rüzgarların esmeye başladığı yerde aradılar sonunda buldular beni ne kadar çirkinsin bosfor, özellikle sabahaltları yaya öpmek istiyorum kayıklarından yakadan yakaya cereyan taşıyan bakırlar yaşlıymış parktaki kadının bıyıklarından nasıl oluyormuş o tişört üstüme saçım kıvrılmak için su bekliyormuş birkaç yunan piçinin kurduğu bu şehirde ekmeğe yoğurt sürerken gördüler beni kussam, kusacağım: en fazla bulgur nohut bassam basacağım en fazla talebe pasosu akşamları istanbul'dan geri istanbul'a git en şanslıların yıllar önce buralardan dedeleri üç beş metre otopark kapattılar sonra ben uyanır uyanmaz aşık oldum tanıdılar beni göğsümdeki kıllardan dahil olamadım partiye bana tabak yaptılar başkasının sütünü içerken gördüler beni her öğünü tarabyanın gözetiminde yedim bebekte hoş kafayla mıhlandığım beton baltalimanda lebiderya altışardan çift kale arnavut köyünde koşuya çıkmış bacılar ortaköyde iki ekmek arası kaşar ve dil birtek tufan'ı hatırlıyorum o poğaçacıda ve ağzımda haram sütle tekrar ediyorum: dünyanın en berbat yakası bir gömleğe ait değil
Bir Cevap Yazın