bir gölgeliğe serileceksem gölgemden vazgeçmeliydim ve bu karar haklı bir endişe yarattı bende perde kalktığında son balığım da kaçacaktı oltadan bir gölgenin himayesinde, içe geçmiş başka bir gölgeye yer yoktu yani gölgelerin içi boş ağzım gibiydi gölge topraktan olduğumu söyleyenlere mayama nerenin taşı karıştığını sorabilseydim keşke ama ben bir yalan uydurdum gördüğüm her yüz, denizde bir balık eder dedim balık olmak ne iyi, balık olmak ne güzel ömürlerinde yalnız bir yüz görseler “ömrümüz kadar yüz gördük” sanırlar doğaçlama başladığımda bir resme görmediğim kavisler dolduruyor kağıdımı bilinmedik insan kıvrımları, jöleli saçlar her birinin yanağında içten bir ısırık izi sözüm ona yalancı gülümseyişler yüzlerinde günahı boyunlarına kaldı ki boyunlarında yok başka bir gölge benim oltamda kaç yüz var, bilmiyorum bir ömre kaç yüz sığdırılır, bilmiyorum suyun dibine attığım taşları mayamdan çıkarıp fırlattığım için samimiyetle söylüyorum yabancılamıyorum sakinlik, balıkların oltaya gelmeyişinde, anlıyorum dökük dişli ağzımı açmayacak oluşumda gördüğüm her yüz denizde bir balık ediyor onlara sade elbiseler dikip konuşmalarını beklerken suya, taşların aksine balıklama atlayamıyorum çünkü sonradan oluşan tüm boşluklardan korkuyorum A. Gülfem Özer
Bir Cevap Yazın