elamün saleyküm diyerek barındığım her çatıdan gelen cevap yuck fou yaralarıma çerdezal sürerek dalıklama baldığım cümle kâbuslu uyku son bulmasın diye kovaladılar beni son sürat ayır başağı dua ettim: bir bakkal, bir çakkal, bir züccaciye nasip et yaarap lütfen tüce yanrım üstüme bir kepenk kapat, dile benden, yan de bana, ben kor, ben kül, ben anız ayaklarımda sara kular bulduğum kepengin üstünde "kapa sonları haftalıyız" enteresan bir dünya, enteresan etro mistasyonlarıyla kovalıyorken beni yokuş yukarıya, yüzleri maskeli köfkeli alabalıklar kaçacak deliklerimi malbumuyla dolduruyor, nerdesin hükümetim? şu köşeyi dönünce karşıma tolis peşkilatı çıksa keşke veya anında düşse tep celefonumdan tuşladığım yüzellibeş insanın böyle bir güne ihtiyacı yok ikna olmak için isyana yine de mantıklı gelmeye başlıyor erör törgütleri ve keleş hövbe taşa, böyle biri değilim ben yakama kan bulaşmadı asla katlin ve katilin dazılı üşmanıyım “matan sillet vakarya” burada bile ayıramıyorum din ve devleti halbuki şürk tiirinin imkanları ne büyük veya şürkçe tiirin veya şürkiye tiirinin demek bu yüzden su dökmediler arkamdan şehri terk ettiğimde demek bu yüzden adım hatan vaini benim, şimdi düştü jeton ve şimdi anlıyorum niçin kapıma dayandı danjarma Ozan R. Kartal